Alex de Souza’nın olay kitabının ayrıntıları ortaya çıktı

“Aziz Yıldırım ayağa kalkıp beni alkışladı, destek oldu. Doğru. Ancak ilerleyen yıllarda bunu hep ‘Seni destekledim’ diyerek yüzüme vurdu!..”

“Aykut Kocaman’ın bazı şeylerinden nefret ediyordum. O, teknik adam olabilmek için bir hayli lobi yaptı…”

“Sözleşmem biterken Benfica ile Dortmund, teklif yaptı. Fenerbahçe evimin önüne güvenlik dikti.”

Fenerbahçe Kulübü ile karşılıkla atışan Alex De Souza’nın kitabı çıktı. Alex’in biyografisinde daha birçok çarpıcı detay var. Özellikle Aziz Yıldırım ile ilgili. Sambacının eski başkanı için, satır arasında da olsa ‘diktatör’ diye bahsetmesi yeni tartışmalara zemin niteliğinde… Alex de Souza’nın hedef aldığı bir diğer isim ise yıldızının barışladığı Aykut Kocaman…

‘Teklife önce gülmüştüm’

“O dönem Hakan Bilal Kutlualp beni transfer etmek istedi. Karım hamileydi, düşünmedim. O bana futbolun çok önemli olduğunu anlatmaya çalıştı. Güldüm. Çünkü Türkiye’ye hiç sıcak bakmıyordum. Sonra Luciano ile konuştum. O da, ‘Taraftar çok fantastik’ dedi. 2004’te bana 3 yıllık sözleşme ve çok para teklif ettiler. Yine de karım hamile olduğu için gelmedim. Ben her zaman İspanya’da oynamak istedim. Real Madrid, Barcelona gibi… Beckham ve Zidane gibi oyuncuları izledim. Stilim oralarda oynamak için yeterliydi. O dönemlerde 5 kez Barcelona ile görüştüm. Ancak anlaşma sağlayamadık…”

İlk idmanda büyük şok

“İlk antrenmanıma çıktığımda (Daum dönemi) sahadaki futbolcular oradan oraya bilinçsizce koşturuyorlardı. Ben burada ne yapacağım diye kendi kendime sordum. Teknik direktörümüz Daum ise, ‘Ben sana yardımcı olacağım’ dedi…”

‘Derbi futbol değil, savaş’

“Galatasaray’a karşı oynanan şey futbol değil savaştı. Oyuncu değilsiniz, asker gibi savaşıyorsunuz. İlk yıl bunu anlamadım. Ancak Denizli faciası sonrası (Son haftada kaybedilen şampiyonluk) ilk kez korktum taraftarlardan. Çok kızmışlardı. En çok da bana kızmışlardı…”

‘Yıldırım diktatör edasıyla…’

“13 Mayıs 2007’de Galatasaray berabere kaldı, Beşiktaş kaybetti ve biz şampiyon olduk. Zico bize 4 gün izin verdi. Ama başkan diktatör edayısıyla, ‘Hayır 2 gün yapacaksınız’ dedi. Nedenini sorduk ve ‘Haftaya Galatasaray ile oynayacağız’ dedi. Zico da ona, ‘Ben antrenman yaptırmam’ yanıtını verdi.”

‘Güvenlikle denetlediler’

“Sözleşmem biterken Benfica ile Dortmund, teklif yaptı. Fenerbahçe evimin önünde güvenlik dikti. Kimin gelip gittiğini kontrol ediyorlardı. Ben ise gitmek istiyordum. İstanbul’da işimin bittiğini düşünüyordum. Aziz Yıldırım o süreçte beni ayağa kalkıp alkışladı, destekledi. Fakat ilerleyen yıllarda bunu hep yüzüme vurdu, ‘Ben seni destekledim’ diye…”

‘Kocaman hocalık için lobi yaptı’

“Aykut Kocaman’ın bazı şeylerinden nefret ediyordum. O teknik adam olabilmek için bir hayli lobi yaptı… Andre Santos da Kocaman’ın benim bazı yönlerimi kıskandığını söylüyordu… Kulüpte en çok golü o atmıştı ve ben de çok gol atıyordum. Belki bu yüzden aramızda bir arkadaşlık olamadı. Bu gittikçe kişisel bir duruma dönüştü. Belki benim bir yabancı olarak ondan daha fazla efsane olabileceğimi düşündü.”

AZİZ YILDIRIM YOUNG BOYS YENİGİSİNİN FATURASINI BANA KESTİ:

“Aykut Kocaman’ın teknik direktör olduğu sezonda Young Boys’a elendik ve Şampiyonlar Ligi’ne gidemedik. Başkan çok kızdı, kötü sözler söyledi”

“Sonra benim yanıma gelerek, ‘Young Boys’a kaybedeceksek sana ihtiyacım yok. Türklerle kaybetmeye razıyım. Eşyalarını topla ve git’ dedi”

“Aykut Kocaman’ın yanına gittim. Olanları anlattım. Bana kendisinin de benzer şekilde gittiğini söyledi. Belki de onunla anlaştığım tek andı”

‘Ev, araba, 20 bilet…’

“Fenerbahçe’yi Taffarel ve Pereira’ya sordum. Sonrasında karım da doğum yapmıştı. Bana ev, araba, tercüman ve 20 uçak bileti önerdiler. Yani gelmem için her şeyi yaptılar. Türkiye’de yarı Tanrı gibi olacağımı söylediler…”

‘Başkan önerdi, biz istemedik’

“Sevilla maçının devre arası başkan soyunma odasına geldi. ‘Bu maçı kazanırsanız 1 milyon değil 1.5 milyon dolar prim vereceğim’ dedi. Bunu o bize önerdi, biz sunmadık. Kimse 500 bin için daha fazla koşmadı. Kazanmak için oynadık. Primi zaten hakettik. Başkan, Chelsea maçından sonra ödeyeceğini söyledi. Başkana primi sormaya gittim. Ödemeyeceğini söyledi. Chelsea’yi yenemediğimiz için. Ben ikisinin farklı şeyler olduğunu, bunu bize kendisinin önerdiğini söyledim. Bugüne kadar da bize Sevilla maçının primini ödemedi.”

‘En kötü yılım Aragones’le’

“Luis Aragones çok zor biriydi. Ailelerin kulübe gelmesini yasaklamıştı. Kızım Maria her zaman kulübe gelir, havuza girerdi. Ama Aragones’ten sonra bu yasaklandı. İspanya ile Avrupa şampiyonu olduktan sonra Fenerbahçe’ye geldiği için büyük bir egosu vardı. İyi bir antrenördü ama yaşlıydı. Yaşlı derken, sıkıcı biriydi. Bize, Türkler’in tekniğinin yeterli olmadığını söylemişti. Ancak İspanya futbolunu buraya adapte edebileceğini öne sürdü. Türk futbolcular ise bunu anlamadı, anlamak istemedi. Onunla birlikte en kötü yılımı geçirdim. Aragones’i sevmiştim ama yönetim tarzı kötüydü.”

‘Park yerimi Kocaman aldı’

“Aragones’li sezonun son haftasında Trabzonspor’u yenmemiz halinde 15 gün tatil vereceklerini söylediler. Biz de kazandık ve tatile çıktık. Daum ve Aykut Kocaman geldi ve bizi 20 Haziran’da çağırdılar. Ben dönmeyeceğimi, 7 Temmuz’da İstanbul’da olacağımı söyledim. 1 Temmuz’da herkes oradaydı, ben hariç. Gazeteler bunu yazmaya başladı. O zaman sportif direktör olan Aykut Kocaman bundan hoşlanmadı. 6 Temmuz’da İstanbul’a döndüm, ertesi gün idmana çıktım. Aracımı her zamanki yere park ettim. Görevli geldi ve arabamı oradan çekmemi, Aykut Kocaman’ın yeri olduğunu söyledi.”

‘Daum sorun etmedi ama…’

“Daum ile konuştum. Geç gelmemin sorun olmadığını söyledi. Benim sorumluluk sahibi olduğumu biliyordu. Ama Aykut Kocaman’ın bundan hoşlanmadığını anlattı. Aykut hocayla sıradan bir tanışmamız oldu. Bana, ‘Direkt konuya gireceğim. Buraya geç gelmenden hoşnut değilim. İlk gelenlerden biri olup örnek olmalıydın’ dedi. Ben de, ‘Haklısın. Ben de senin gibi doğrudan konuşacağım. Trabzon’a karşı kazandık ve fazla tatili hak ettik. Türkler için belki önemli değil ama bizim için önemli. Çünkü 11 ay ailemizden uzak kalıyoruz. Sizin, geç gelmemden hoşlanmamanız kadar ben de tatilimin iptal edilmesinden hoşlanmadım’ dedim.”

‘Başka kaptan bulamadı’

“Aykut Kocaman bana kaptan olamayacağımı ancak 2. ya da 3. kaptan olarak kalabileceğimi söyledi. Ben de ilk kaptan olmayacaksam, 2 veya 3. olmam dedim. Bana baktı ve, ‘Tamam Alex. Ben yeni bir kaptan bulacağım’ dedi. Ben de teşekkür edip antrenmana döndüm. 2-3 gün sonra başkan Aziz Yıldırım aradı. Kaptanı değiştirme kararının önceden alındığını söyledi. Ama sonra kimseyi bulamayınca kaptan olmaya devam ettim.”

‘İlk kez başıma geldi’

“Daum gitti, Aykut Kocaman teknik direktör oldu. Erkek çocuğum olacağı için Brezilya’ya gitme izni aldım. Ama bana öncesinde sağlık kontrolüne girmemi söyledi. Sonra Brezilya’ya gittim ve oğlum 6 günlükken döndüm. Aykut hoca bu durumdan memnun olmadı. Ona oğlumun evraklarından dolayı erken dönemediğimi söyledim. Sonra hazırlık kampı başladı. Şampiyonlar Ligi ön elemesinde Young Boys ile oynadık. İlk maç berabere bitti, ikincisini kaybederek elendik. Başkan bize çok kızgındı. Kötü sözler söyledi. Bana gelip, ‘Eğer Young Boys’a kaybedeceksek sana ihtiyacım yok. Türkler’le kaybetmeye razıyım. Eşyalarını topla ve git’ dedi. Böyle bir şey daha önce başıma gelmemişti.”

‘Tüm faturayı bana kesti’

“Bu konuşmadan sonra Aykut Kocaman’ın yanına gittim. Ona, başkanın tüm faturayı bana kestiğini, hiçbir şey anlamadığımı ve kendisine veda etmeye geldiğimi söyledim. Bana, fiziksel olarak diğer futbolcuların seviyesinde olmadığımı söyledi. Ben de Aykut hocayla dürüstçe konuşmak istedim. Belki de onunla anlaştığım tek andı. Bana, ‘Ben de bu şekilde gönderildim. Ama benim durumum maalesef artık değişemez. Seninki ise değişebilir. Burada ismin var’ dedi. Ben de kendim ayrılmadığımı, yönetimin beni gönderdiğini söyledim. Sonra kontrolümü kaybettim ve ağladım. Ardından eşyalarımı topladım ve ayrıldım.”

‘Başkanı yanlış anlamışım!’

“Günün sonunda beni aradılar ve başkanın benle konuşmak istediğini söylediler. Başkanın yanına gittim. Bana, ‘Ne haber Alex?’ diye sordu. Ben de, ‘Nasıl ne haber?’ tepkisini verdim. Aziz Yıldırım, ‘Bana eşyalarını topladığını söylediler” dedi. Bunun doğru olduğunu, sabah bana ayrılmamı söylediğini hatırlattım. Başkan bu sefer, ‘Yok yok, sen yanlış anladın herhalde. Öyle bir şey yok. Hiçbir yere gitmiyorsun. Çeviri hatası olmuş’ diye konuştu. Ben de, ‘Hayır başkan bana gitmemi söyledin’ dedim ve salondan ayrıldım. Ertesi gün antrenmana döndüm.” (fanatik)

Önceki İçerikİngiliz basını Euro 2016 takımlarını değerlendirdi. Milliler 24 takım arasında…
Sonraki İçerik“Beşiktaş’a atacağım golü köpeğime hediye ediyorum!”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz