Türk spor basınının ünlü ismi, duayen gazeteci Güven Taner, Antalya’da düzenlenen Spor Zirvesi izlenimlerini futbolmedya.com için kaleme aldı:

“GÜVEN TANER’İN
TSYD Antalya Zirvesi
izlenimleri

Türkiye Spor Yazarları Derneği uzun yıllardır, ligin devre aralarında Antalya’da seminerler düzenliyor.
8-11 Ocak arasında oradaydık.
Ve oluşumunda bu kez biraz farklılık vardı. Bir kere adında ‘Seminer’ yoktu! Adı, ‘ TSYD Toros Zirvesi’ idi.
Ad değişikliği yerinde olmuştu.
Çünkü seminer’de bir konu üzerinde bilgilendirme ve o bilgiler üzerine tartışmalar olur. Bizim konularımız meslek üzerine olmaktan öte mesleğin ilgilendiği olaylardan ve kişilerden oluşurdu. Genellikle mesleksel değerler üzerinde tartışmalar, özeleştiriler yapmazdık. Spor yazarlığı mesleği ve sorunları üzerine pek eğilmiyorduk.
Daha çok o sıralarda öne çıkmış konuların uzmanları ile TSYD üyelerinin karışımıyla bir konu işleniyordu.
Bunu doğru bulmazdım. Ancak fazla da üzerinde durmazdım. Çünkü seminerin bu yanından çok, başka bir yanına değer verirdim.
Hâlâ da öyle…
Orada ülkenin her yerinden meslektaşlar buluşuyordu. Hatta söz gelimi İstanbul’da birbirlerini görmeyen meslektaşlar orada kucaklaşıyordu.
Açık oturumlarda olmasa da ayaküstü söyleşilerde belli mesleksel konuları ikili ya da grup halinde işleyebiliyorduk. Bunu dedikodu sayanlar da çıkardı.
Geçmişte de olmuştu. Dileyen -ek masrafını kendisi ödeyerek- eşlerini de götürürdü.
Bu kez çağrılar “eşli” yapıldı.
Kuşkusuz eşlerin yol masrafları kendilerindendi. Bu da doğruydu.
Üç-dört gün evlerinden işlerinden, bakacakları çocuklarından ayrı kalabilme olanağı olanlar geldiler.
Orada tanışanlar çoktu.

alisirin-1-2-1024x683

Epeydir karşılaşmadıkları için orada hasret giderenler çoktu.
Spor Yazarları topluluğunun önemli bir kısmı orada birlikte oldular.
En önemli yanı buydu zirve’nin.
Bir de ayaküstü söyleşilerde Yeni Yönetim Kurulu’nun değiştirdiği TSYD logosu çok tartışıldı.
Ne yalan söyleyeyim yenisinden hoşlanana pek rastlamadım. Bu sevgili Başkan Oğuz Tongsir’e de ulaştırılmış bir şekilde. Ki kapanış yemeğinde kendisi dile getirdi. Kimi değişiklikleri isteyenlerin haklılığını vurgulamış oldu.
“Engelsiz Spor” başlıklı olan panel, bir yandan gözyaşı döktürdü, bir yandan hayranlık uyandırdı, bir yandan utanç yükledi izleyene.
Panelistler engelli milli sporcularımızdı.
Nasıl çalıştıklarını, neler yaptıklarını, başardıklarını videolardan izledik.
Onları dinlerken yaradılıştan gelen engellerine karşı nasıl güçlü olduklarına hayranlıkla baktık. Bize ders veriyorlardı aslında. Örnek olarak veriyorlardı bunu. İyi düşünüyorlar, iyi anlatıyorlardı.
Müthiş bir özgüven yüklüydüler.
Görmeyen gözlerden, olmayan kollardan, felçli bacaklardan geri kalanlarla yapabileceklerinin en iyisi yapmanın savaşımı içindeydiler. Onları izlerken çoğumuz ağladı. Benim gözyaşlarım bir hayranlık coşkusunu ifade ediyordu.
Onları daha çok görmeli, daha çok hissetmeli, daha çok anlamalıyız.”

***************

Zirve izlenimlerini gazetem STAR’a yazdığım yazıyla tamamlamak istiyorum:

GÜVEN TANER’İN STAR GAZETESİ’NDE ÇIKAN YAZISI:

“Özgüven dersi

İnsanlara iyi örnek olmanın, onlara ders vermeye kalkışmaktan daha etkileyici olduğuna inanırım. Bu düşüncemi doğrulayan yeni bir olay yaşadım Antalya’da TSYD Toros Zirvesi’nde.
Cem Çınar’ın yönettiği, “Engelsiz Spor” başlıklı bir panel vardı 45 dakikalık… Konusu, Türkiye’de engelli sporu yapmak ve zorlukları ile engelli sporunun Türkiye’deki geleceği, idi…
Milli yüzücü Beytullah Eroğlu, Görme engelli milli futbolcu Ercan Bayraktar ve milli tenisçi Büşra Ün panelistlerdi.
Beytullah’ın iki kolu yok, bir bacağı sorunlu.
21 yaşındaki Büşra da tekerlekli iskemle ile yaşamını sürdürüyor.
Görmeyen Ercan milli takımın gollerini atanlardan… Beytullah, müthiş bir inanışla -ki inancının içini dolduran nasıl çalışmalar yaptığını videodan izledik-, “Olimpiyat şampiyonu olacağım” diyor!
Büşra şu sıra dünya sıralamasında 34. olan bir tenisçi… Eğer 30. sıraya yükselirse olimpiyatlara katılma hakkını kazanacak. Daha birkaç ay var. Onun peşinde.
İki kolu olmayan Beytullah ellerinin yerine ayaklarını koymuş. Sabahın 5 buçuğunda kalkıp toplu taşıma araçlarıyla yollara düşüyor, idmanını yapıyor oradan okuluna gidiyor, çıkıp gene çalışıyor ve akşam 21 civarında evine dönüyor. Bu yorgunluk onun derdi değil… Hedefi için kullandığı yol.
Büşra, evlerine bağlı kalan ya da bırakılan engelli olmayı çoktan aşmış. 6 yıl önce tenise başlamış sandalyesinde. Şimdi dünya sıralamasında otuzunculuğa tırmanmanın çalışmasında. Evinden tek başına çıkıp çalışmaya gidip dönüyor! Onu bırakın, yurt dışına gidip dönmüş tek başına.
Duyduklarından esinlenerek maç anlatmayı eğlence haline getiren Ercan, salonda bulunan Halit Kıvanç ile birlikte, öyle bir maç anlattı ki, onlar “goooll!” derken sanki milli takımımız o golle dünya şampiyonu olmuş gibi hissettim.
Sadede geleyim dostlar.

IMG_0064-1024x866

Engelli sporcularımız konuşurlarken salondaki izleyenlerin bakışlarından ve seslerinden çıkarım yapan sunucu Cem Çınar, ustaca kulağımızı da çekti, “Sakın haa.” dedi. “Sakın bu kardeşlere acımayın. Onları o zaman kırarsınız. Onlar sizden acınmayı değil, anlayış ve destek bekliyor!”
Üçü de müthiş bir özgüven yüklüydüler.
Onlar bana, “Her türlü koşul altında yapılabilecekler vardır ve sahip olduğun olanaklarla onları yapmanın çabasını harcamalısın…”dediler!
Onlardan bu dersi çıkarıp, aldım.
Her yaşta, her koşulda… Hep çalışmalıyız. Yapamayacaklarımızın, yapabileceklerimizi engellemesine izin vermemeliyiz.
Sağ ol Ercan, Sağ ol Beytullah, sağ ol Büşra…”

Önceki İçerikTSYD’nin yeni üyelerinden Hüseyin Özkök, spor zirvesini futbolmedya.com için kaleme aldı: Orman krizi tam benim yanımda oldu!
Sonraki İçerikTrabzonspor’un gençleri bir başka: 4-1…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz