Aydınlık gazetesi spor yazarı Kamil Erdoğdu bugünkü yazısında ilginç bir iddiayı gündeme getirdi. İşte Erdoğdu’nun yazısı:

Spor medyasının ‘Uyuyan hücreleri’

İşaret fişeğini 23 Ekim günü Rasim Ozan Kütahyalı ateşledi. Katıldığı TV programında elinde MİT logolu bir dosyayı sallayarak Aziz Yıldırım’ın 2017 yılında hapse gireceğini söyledi. MİT’in öyle logolu dosyası var mıdır, sızdırılsa bile logoyla mı sızdırılır? Bu, ayrı bir tartışma konusu. Fenerbahçe Kulübü Kütahyalı’nın açıklamalarının ardından MİT’e resmi başvuru yaptıklarını ve dosyayla ilgili herhangi bir bilginin bulunmadığının kendilerine bildirildiğini açıkladı. Resmi sitedeki açıklamada, ‘Bu şekilde, adı geçen şahsın nüfuz ticareti yaptığı hususu bir kez daha ortaya çıkmıştır’ denildi. Açıklamada ayrıca, ‘Kamuoyuna daha önce bildirdiğimiz şekilde, kulübümüze ve yöneticilerimize iftira atan bahse konu şahısla ilgili gerekli suç duyurusunda bulunulmuştur’ ifadesine yer verildi.
Ardından 2017’nin ilk saatlerinde Ortaköy kana bulanmışken sözde şike davasının tapelerinin videoları piyasaya sürüldü. Fenerbahçe, girişimlerde bulunarak montajlı görüntülere erişimi engelledi. 5 yıl bekletilen görüntülerin montaj olmaması işin doğasına aykırı.
Sonra yazılı, görsel ve sanal basında bazı haberler servis edildi. Bu haberlerin ortak yönleri bir iddiaya dayanmaları, kanıta gerek duyulmaması ve tabii Aziz Yıldırım’ı hedef almasıydı. ‘Aziz Yıldırım baskı yaptı, Beşiktaş ceza aldı!’ Bu para cezası Beşiktaş-Bursaspor maçı için verilmiş. İnsan Aziz Yıldırım’la ilişki kurmakta zorlanıyor. ‘Aziz Yıldırım baskı yaptı, Beşiktaş 3 maçını pazartesi oynuyor.’ Kulüpler seyirci gelmediği için pazartesi günleri oynamak istemiyor. Fenerbahçe, ilk yarıda 5 kez pazartesi günü oynadı. Aslında bunda anormal durum yok. Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi karşılaşmalarını salı veya çarşamba oynadı. Artık bu durum ortadan kalktığı için pazartesi oynamasında sakınca kalmadı.
İsmail Kartal’ın Gökhan Gönül için yaptığı açıklamalarla ilgili haberlerde bile Aziz Yıldırım görseli kullanılarak algı yaratılmaya çalışıldı. Üstelik daha önce yalanlanmış bir haber üzerinden.
1 KERE ÖZBEK 16 KEZ YILDIRIM
Ancak bir gazetenin Galatasaray Erkek Basketbol Takımı Teknik Direktörü Ergin Ataman’la yaptığı söyleşi sanırım ileride gazetecilik okullarında yapmamaları gerekenlere örnek gösterilir. Basketbol çalıştırıcılarıyla söyleşiler genelde sezon öncesi veya sonrasında yapılır. Sezon içinde ise çok önemli karşılaşmalar da söyleşilere vesile olabilir. Ortada böyle bir durum yok. Aslında basketbol da yok; zira Ergin Ataman söyleşi boyunca 1 kere Dursun Özbek, 16 kere Aziz Yıldırım, 7 kere Galatasaray, 23 kere Fenerbahçe diyor.
Ataman’ın açıklamalarını okurken Fenerbahçelilerin tamamıma yakınının gülümsediğine eminim; hatta kahkaha atanlar bile olmuştur. Zira ‘Fenerbahçe, Obrodoviç’i beni yenebilmek için getirdi’ veya ‘Bir tek Fenerbahçe’yi çalıştırmam’ gibi ifadeler acaba psikolojik desteğe ihtiyacı mı var diye düşündürüyor. Ataman’a teklifte bulunmayı aklının ucundan geçiren bir Fenerli bulunduğunu zannetmiyorum. Neyse Ataman bir başka yazının konusu. Yazdığım haber veya söyleşi örneklerini aslında bir spor haberi olmadıklarını göstermek için verdim. 20 Şubat yani Şikede Kumpas davası yaklaşıyor. Sporda, özellikle de spor medyasındaki yapılanmanın çözülmediğini yazmıştık. Buradaki ‘uyuyan hücreler’ harekete geçti.
Önceki İçerikFrank de Boer yine Fatih Terim’i hedef aldı: Çalıştığım teknik adamlardan hep bir şeyler öğrendim, Terim’den ise…
Sonraki İçerikReha Muhtar, Kort dergisine konuştu: Çocuklarımın uluslar arası tenisçi olmalarını isterim!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz