Cüneyt Tanman Karar gazetesine konuştu: Hamzaoğlu beni şaşırttı!

Galatasaray’ın efsane futbolcularından Cüneyt Tanman, kulübe 3 kupa kazandıran Hamza Hamzaoğlu’nun kendisini şaşırttığını söyledi. Sarı-Kırmızılı kulüpte bir dönem yönetimde de yer alan Tanman, “Hamzaoğlu 3 kupayı aldıktan sonra ‘benim çok büyük katkım var’ havasına girdi. Bu durum hem ona hem de takıma zarar verdi” dedi ve ekledi: “Teknik direktörlüğü konusunda hayal kırıklığı yaşadım.”

 Cüneyt Tanman: Hamzaoğlu beni şaşırttı!

Sarı-Kırmızılı forma ile 400’ün üzerinde maça çıkan ve Galatasaray tarihine geçen Cüneyt Tanman, çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.  Daha önce bir çok konumda görev yaptığı Sarı-Kırmızılı kulüpte Dursun Özbek döneminde futbol şube sorumluluğunu da yürüten Tanman, yönetimden ayrıldıktan sonra süre gelen sessizliğini Karar gazetesi için bozdu. Galatasaray’la yaşadığı ayrılık sürecinden Hamzaoğlu’na, Özbek’ten Riekerink’e, Terim’den transferlere kadar birçok konuda görüşlerine aktaran Tanman, çarpıcı yorumlar yaptı. İşte Hakan Akar’ın kendisine yönelttiği sorular ve Cüneyt Tanman’ın yanıtları;

Galatasaray’ın şu anki durumunu nasıl görüyorsunuz?

Kadrosunun hakkını veremiyor. Açıkçası Riekerink’in de fazla hamle yapabilecek kapasitesi ve rahatlığı yok. Bir futbolcunun referansıyla gelirseniz, bunun üzerine bir de A takım tecrübeniz yoksa eziklik yaşarsınız.

Devam etmeli mi?

Evet. Galatasaray’ın mali zorluklarını da düşündüğümüz zaman Riekerink’le devam edilmesi bir noktadan sonra doğruydu. Kulübün eli rahat değil.  Galatasaray, 2 senedir deneme yanılma yöntemiyle gidiyor. Benim olduğum yönetimde de kısmen öyleydi. Bir teknik adam vardı ve 3 kupayı tek başına aldığını sanıyordu. Onu rahatsız etmek istemeyen bir de başkan vardı. O süreçte yanlış işler oldu ama ben ayrıldıktan sonra yanlışlar daha da arttı. 2 senedir patinaj yapıyor Galatasaray. Belki kupa alıyor, zaman zaman iyi sonuçlar alıyor ama o da Muslera, Sneijder gibi yıldızların kalitesi sayesinde.

Yönetimde olduğunuz dönemle devam edersek…

Hamza Hamzaoğlu 3 kupayı aldıktan sonra ‘Benim çok büyük katkım var’ havasına girdi. Bu durum ona da zarar verdi, Galatasaray’a da. Futbolla ben ilgilenirken Mehmet Özbek çıktı piyasaya ve “Hamzaoğlu’nun fazla rahatsız edilmemesi” yönünde bir duruş sergiledi. Hamza hocayla ufak tefek sürtüşmelerimiz oldu. Özellikle altyapı ve transferler konusunda. Her yeni teknik direktör kulübün bütün geleceğini belirleyen Galatasaray Futbol Akademisi’nin başına adamını getirir. Teknik adam kötü sonuçlar üzerine gittiğinde akademinin başındaki adam da değişir. Ben akademiyi yönetmesi için sağlam ve kalıcı birinin gelmesini istedim. Ama sanırım benim müdahil olmamla ilgili Hamza hocadan kaynaklı bir sıkıntı yaşandı ve o süreç istifama kadar sürdü. Sonra Hamza hocayla yönetimin de arası bozuldu. Ben göreve gelirken yönetimle planladığımız ve konuştuğumuz şeylerin hiçbiri olmadı. Bunun sebebi de ‘Hamza hocayı fazla rahatsız etmeyelim’ mantığıydı. Sonra benim orada olmam Hamza hocayla yönetimin ilişkilerine zarar verecekmiş gibi bir pozisyon oluştu. Oysa ben hocaya yeterince taviz veriyordum.

Kırgınlığınız var mı?

Çok iyi tanıdığım bir futbolcu ve teknik adamdı Hamza hoca. Ama beklentilerimi karşılayamadı. Teknik direktörlüğü konusunda hayal kırıklığı yaşadım. 2 tip teknik adam vardır. Bir grup geçmişte kendi oynadığı ve gördüğüyle yetinir ve deneyimlerini yeterli bulur. Diğer kesim ise dünya futbolunun geldiği yeri iyi takip eder ve futbolcu gelişimini daha iyi inceler. Hamza hoca, “Ben bu işi çok iyi biliyorum” diyen teknik adamlardan.

Özbek ve yönetime karşı?

Ne istiyorsam yapacaklardı. Ama iki kongre sonra “Avusturya’ya Mehmet Özbek gitsin” denilmeye başlandı. İki kongre boyunca yanından ayırmayıp ‘efsane’ diye lanse ettiğin kişiye daha sonra “Sen değil, kardeşim gelsin” tavrı sergileyebiliyorsan ben orada durmam. Görevi kabul etmeden önce gerçekten bir şeylere inanmıştım. Ama zamanla sadece vitrin süsü olarak kullanılmak istendiğimi gördüm. Bu beni gerçekten kızdırdı. Şu an arkama bakmıyorum.

Sonrasında hiç görüştünüz mü?

Cenazelerde filan görüyorum. Onun dışında hiç görüşmedim.

Hamza hocayla?

Ayrılık sürecinde onunla hiçbir diyaloğum olmadı. İstifa ettiğimde beni aramadı. Benden sonra hiç tanımadığı bir yönetici istifa etti ve onu arayıp ‘Çok üzüldüm’ demiş. Önemli olan sana ne kadar açık ve dürüst oldukları.

Galatasaray’ın eski futbolcularına biraz haksızlık yapıldığını düşünüyor musunuz?

Haksızlık değil ama ahde vefa konusunda biraz sıkıntı oluyor. Mesela bu konuda Beşiktaş daha birbirine bağlı ve bugün baktığınızda birçok teknik adamları var Süper Lig’de.

Yönetim değişirse tekrar yer almayı düşünür müsünüz?

Bundan sonra hiç görev almayacağım.

Taraftarın eskiye oranla desteğinin azalması…

25 bin kişilik statta 43 bin kişiye oynadığımız oldu futbolculuğum döneminde. Ama bu sadece Galatasaray’ın sorunu değil. Fenerbahçe de boş tribünlere oynuyor. Statların çoğu boş. Passolig de dahil olmak üzere TFF’nin birçok yanlışının bunda katkısı var.

Birçok yanlış?

Şike sürecini de katarsak insanlar artık futbolun adil oynandığına inanmıyor. Birçok şey üst üste eklenince insanlar statlardan uzaklaştı. Maça gideceğine televizyondan izliyor. 10 kişi küfür ediyor ama kombinesi olan ve küfür etmemiş adamın tribünü kapanıyor.

TFF ve MHK’nın adil olmadığını mı düşünüyorsunuz?

Çok güvenilir bir kurum gibi görünmüyor. Eski futbolcuların çok fazla söz hakkı yok TFF seçimlerinde.

‘Sabri-Selçuk el ele Çin’e gitsene’ tezahüratları oldu Başakşehir maçında taraftarların…

Bizim oynadığımız dönemde de taraftarların bu tarz hareketleri oldu. Sabri ve Selçuk gitse de taraftarın takacağı isimler olacaktır. Biraz yüzü eskiyene, formu düşene seyirci faturayı keser. Benim görev yaptığım dönem Antalya’ya bir indik, taraftarlar neredeyse saldıracak Arda’ya. 1-2 metreden küfür ediyorlar. Selçuk’a yapılan tepkileri de doğru bulmuyorum. Millet yabancı transfere bayılıyor. 32 yaşında De Jong’u alıyorsun, 31 yaşındaki Selçuk’un gitmesine getiriyorlar işi.

Riva ve Florya’nın satışı da bir başka tartışma konusu…

Şu anda inşaat sektörü problemli. O paranın dönmesi uzun sürecek. Konut sektörü canlı olsaydı o anlaşma Galatasaray’a çok şey katabilirdi. Galatasaray’ın ateşleyebileceği son silah. Paraların doğru kullanılmayacağı gibi bir endişe var taraftarlarda. Son 2 senedir de Galatasaray’ın iyi yönetilmediği göz önüne alındığında normal. Galatasaray öyle bir borçlanmış ki mal varlığının yüzde 90’ınını bankalara teminat olarak göstermiş.

Sizin döneminizdeki Galatasaray’la ne gibi farklar var?

Bizim dönemimizde parayı bile görmeden imzayı atardık. Takımdaşlıktan uzaklaşıldı.

Ahmet Çalık ve Serdar Aziz bir Cüneyt Tanman olabilir mi?

İkisi de iyi futbolcu ama onları parlatacak olan Galatasaray’ın bütün olarak daha iyi hareket etmesi. Şu anda defans çok başarılı değil. Semih’i kimse beğenmiyor ama Semih’le Ujfalusi iyi bir ikiliydi. Ujfajusi gibi bir savunma lideri lazım.

Terim’in Galatasaray’ı tekrar çalıştıracağı beklentileri var…

Oradaki rahatını bırakırsa… Fatih Terim iyi para kazanıyor. Bir eli yağda, bir eli balda. Gelmesi için oradaki işini kafaca bitirmiş olması lazım. Terim isteseydi gelirdi. Hem o parayı bırakmaz hem de projelerini yarıda bırakması doğru olmaz. Bir sürtüşme yaşar ve Milli Takım’dan koparsa bu yönetim Terim’i ister.

Olaylı Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi…

Kavgasız derbi yoktur. Fenerbahçe işi kaosa götürdü ve öyle kazandı. Derbiler bir oyuncu atıldığında, bir gol olduğunda kopar.

Futbol dünyasının siyasetle olan ilişkisini nasıl görüyorsunuz?

Tabii ki bir sporcunun fikri olur ama özellikle milli sporcular 80 milyonun futbolcusudur. Tuhaf bir noktaya geldik. Toplum düzgün biçimde tartışamaz durumda. Konuşacağın yeri ve söyleyeceğin şeyi ölçüp biçmekte fayda var. Faydadan çok zararı da olabiliyor söyleyene ve ondan umut bekleyenlere.

Önceki İçerikŞahan Gökbakar’dan spor dünyasına giriş yaptığı ‘Recep İvedik 5’ itirafı: Azeri boksör sahnesini attım, oyunu bozdum…
Sonraki İçerikRadyo Akademi Ödülleri verildi. Yılın spor radyosu Radyospor oldu…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz