İnan Kıraç’ı Fransız bakanın maskesiyle dolandırdı

Fransa, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian’ın plastik maskesiyle devlet başkanları ve iş adamlarını dolandıran Gilbert Chikli’yi konuşuyor. Kurbanları arasında Türk iş adamı İnan Kıraç da var.

İnan Kıraç'ı Fransız bakanın maskesiyle dolandırdı

Fransızca konuşan bir devlet adamı veya bir vakıf ya da şirket yöneticisi olsaydınız ve özel kaleminiz resmi bir telefondan ”Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian Skype üzerinden görüşmek istiyor”deseydi büyük olasılıkla kabul ederdiniz.

Karşınızda, büyük masası ve arkasındaki Fransa-AB bayraklarıyla ‘bakanlık makamı’nda oturan Le Drian’ı görseydiniz, devlet adamı ‘Fransızcası’yla ve üstelik ‘sesine yardım ister bir ton katarak’ konuşsaydı etkilenirdiniz. Birçok devlet adamı, iş insanı ve STK yöneticisi de öyle etkilendi. Ama arayan Le Drian değildi!..

2015’TE NE OLDU?

Le Drian ve Monako Prensi’nin plastik maskesini takarak 150’den fazla kişiyi dolandırmaya çalışan kişi, Fransa-İsrail çifte vatandaşı olan Gilbert Chikli’ydi. Hedefleri arasında eski Fransa sömürgesi Afrika ülkeleri, Fransız veya Fransa ile iş yapan şirketlerin patronları, vakıf yöneticileri vardı.

SAHNE VE MAKYAJ HAZIR

Dışişleri Bakanlığı makamı gibi donatılmış bir odadan arayan Le Drian maskeli Chickli para sızdırmak için ‘Suriye krizi’ni kullandı. Önce sahte ‘bakanlık’ makamından sekreterya arandı; not bırakıldı veya telefonla görüşme sağlandı. Ardından ‘durumun hassasiyeti’ gerekçe gösterilerek, aslında ‘ikna ediciliği’ arttırmak için ‘görüntülü görüşme’ talep edildi. Ekranda beliren kişi, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian’dan başkası değildi! Şöyle diyordu: “Şu anda Fransız vatandaşı olan çok önemli bir kişi, DEAŞ’ın elinde rehin. Onu kurtarmamız için yardımına ihtiyacımız var. Parayı gizli operasyonlar bütçesinden ödeyeceğiz ancak durumun aciliyeti var. Fransa sizden yardım bekliyor!” Sahte bakan, ihtiyaç duyulan parayı “40 milyon euro” olarak telaffuz etti, ancak ne kadar katkıda bulunacağı kurbanın Fransa’ya olan bağlılığıyla orantılı olacaktı! Ardından sahte imzalı yazışmalar yapıldı ve ‘örtülü operasyon’ için Çin’de bir hesap numarası verildi. Ardından da paralar geldi… Chikli, AP’ye verdiği röportajda, paranın yüzde 90’ını Çin ve Hong Kong’da ‘yıkadığını’ açıklarken, “Çin her türlü dolandırıcılık için uluslararası bir kapı haline geldi” dedi.

İSRAİL’E KAÇTI

Franko-İsrailli Chikli, 2015’te 7 yıl hapis cezasına çaptırıldı ama İsrail’e kaçtı. Fransa uluslararası tutuklama kararı çıkardı, ancak İsrail vatandaşlarını iade etmediği için birşey yapılamadı. Chikli, Ağustos 2017’de ‘iş için’ gittiği Ukrayna’nın başkenti Kiev’de tutuklandı, Fransa’da iade edildi ve cezaevine konuldu.

BİLİNEN VURGUN 80 MİLYON EURO

Fransız medyası Chikli’nin tuzağına düşen kişilerden 80 milyon euro topladığını yazdı. Fransız medyasına göre, Chikli, Prens Aga Han Vakfı’ndan 19.9 milyon, İsviçreli bir vakıftan 800 bin euro, ünlü Château Margaux bağlarının sahibi Corinne Mentzelopoulos’tan 5,95 milyon ‘tokatlamış’. Mentzelopoulos şüphelenmiş ama ‘bakanlık’tan resmi antetli ve ‘paranın iade edileceğine’ dair bir mektup aldıktan sonra İsviçre’deki bir hesaba üç transfer yaparak ödemiş bu parayı. Ama bunlarla sınırlı değil. Kurbanlar arasında adı açıklanmayan devlet başkanları, Bernard Arnault, Martin Bouygues gibi iş adamları, Vatikan Bankası, Kardinal Ricard, Bordeaux Başpiskoposu ve Brigitte Bardot da var.

İNAN KIRAÇ DA VAR

Chikli’nin ‘inanılmaz hikayesini’ ortaya çıkaran devlet kanalı France 2 kanalı, kurbanlar arasında Kıraça Holding’in patronu Türk işadamı İnan Kıraç’ın da olduğunu duyurdu. Galatasaray Eğitim Vakfı kurucu başkanı Kıraç’ın Fransa’da şirketleri ve ortaklıkları bulunuyor. Kıraç, aynı zamanda Türk-Fransız ilişkilerinde üstlendiği önemli rol nedeniyle Fransa’nın en büyük nişanı olan Legion d’honneur nişanı sahibi.

İnan Kıraç’ın yeni dönem Parsadan’a 4.1 milyon euro kaptırdığı da iddialar arasında. Selçuk Parsadan isimli dolandırıcı da kendisini asker olarak tanıtarak dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve başbakanı Tansu Çiller’i dolandırmıştı.

PARSADAN KİMDİR? İŞTE, PARSADAN’IN, DOLANDIRDIĞI SİYASİLER VE İŞADAMLARI…

Çiller’in Başbakanlığı döneminde örtülü ödeneği dolandırarak ünlenen ve 5 yıl hapis yatıp afla cezaevinden çıkan ünlü dolandırıcı Selçuk Parsadan, ”dolandırıcılık”ta en geçerli yöntemin ”Atatürk’ü kullanmak” olduğunu söylüyor. Dolandırdığı siyasi, bürokrat ve işadamlarına atfen ”Bunları gözünüzde büyütmeyin, bunlar zeki-meki değil. Bunlar bir sistemin ortak menfaat birlikteliklerinden dolayı güç kazanmış insanlar” diyen Parsadan, ”Atatürk” sözünün yettiğini ifade ediyor.
”5 DEĞİL, 15 TAKIM GÖNDER PAŞAM” Parsadan’ın sözleri şöyle: ”Paşa diye arayıp, ‘5 takım Atatürk posteri gönderiyorum, al evladım’ diyorum. Alır mısın, malır mısın yok. ‘Aman Paşam müsaitseniz 15 takım gönderin’ diyor anında. Fazla istiyor ki, gözüme girecek!.. Paşanın gözüne girecek, yarın öbür gün ihtilal yaparsam hayatı kaymasın diye. Herkes korkuyor askerden.” ”DEMİREL’E ATATÜRK TABLOSU SATTIM” Parsadan, 9. Cumhurbaşkanı Demirel’i Başbakanlığı döneminde, henüz 16’sındayken dolandırdığını belirterek, ”İlk telefonlarımdan biri Demirel’edir. Paşa olarak açtım. Galiba Atatürk tablosu sattım ya da bir devlet bileti.. İlk on konuşmamdan biri. Babamın tavsiyesi ile Başbakan Demirel’i aradım ve kaptım parayı” diyor.
”SARIŞIN KADIN”IN EVREN KORKUSU Parsadan, şöyle devam ediyor: ”Çiller’den bir kere de, Kenan Evren’in Marmaris’teki evine en yakın karakolun başkomiseri olarak aradım ve para aldım. Arıyorum ve ‘Alarm sistemi yaptıracağız, bakanlıktan ödeneğimiz gelmedi. Allah korusun bir suikast olur Sayın Evren’e, mahvoluruz. Sayın Başbakanım, 1.5 milyar lazım’ diyorum ve iş tamam. Telefonu açmam, kapamam, paranın alınması, bana gelmesi 20 dakika sürdü.” Tansu Çiller’in Başbakanlığı döneminde örtülü ödenekten 500 milyar lira dolandırarak ünlenen ve bu yüzden hapis yatan ünlü dolandırıcı Selçuk Parsadan, ”dolandırıcılık”ta en geçerli yöntemin ”Atatürk’ü kullanmak” olduğunu itiraf etti. Parsadan; Demirel’den Çiller’e, Çörtük’ten çok sayıda vali hanımı ve belediye başkanına kadar, birçok insanı ”Atatürk posteri ve ansiklopedisi satma, Atatürkçü dernek adına bilet satma” bahanesiyle nasıl dolandırdığını ballandıra ballandıra anlattı. Parsadan, ”Atatürk dedin mi iş bitiyor” dedi.
”DEMİREL’E ATATÜRK TABLOSU SATTIM” Selçuk Parsadan, Yeni Harman Dergisi’ne yaptığı açıklamalarda; 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i Başbakanlığı döneminde, henüz 16’sındayken dolandırdığını belirterek, ”İlk telefonlarımdan biri Demirel’edir. Paşa olarak açtım. Galiba Atatürk tablosu sattım ya da bir devlet bileti.. İlk on konuşmamdan biri. Babamın tavsiyesi ile Başbakan Demirel’i aradım ve kaptım parayı” diyor.
”ÇOBAN SÜLÜ, NASIL SERVET SAHİBİ OLDU?”
Parsadan, Demirel’e ilişkin sözlerini şöyle sürdürüyor: ”Adamın lakabı Çoban Sülü. Çoban ne demek? Çobanın kendi koyunu olmaz, çoban senin koyununu, onun koyununu kira karşılığı güder. Yani meteliksiz bir iş. Adam ’67 senesinde Başbakan oluyor.’ 70 senesinde kardeşlerinden birisi Yükseliş Koleji’ni alıyor, birisi Isparta’nın en zengini oluyor. Yani 3-4 senede. Kimse sormuyor, ‘nasıl oldu bu’ diye. Bunlara piyangodan arka arkaya 24 kere büyük ikramiye mi vurdu? Kimse sormuyor. Yahu bu kadar tepkisiz toplum olur mu?”
ÇİLLER’İ NASIL DOLANDIRDI?
Demirel’in ardından çok sayıda vali hanımını dolandırdığını anlatırken, hiçbirinin Çiller gibi kendi siyasi partisinin menfaati için para vermediğini belirten Parsadan, ünlü ”Örtülü Ödenek” rezaletini şöyle dile getiriyor: ”Çiller’den daha önce de para aldım. Örtülü ödenek zaten bu tip şeylere açık. ‘Devletin âli menfaatleri’ diye kullanılabiliyor. Ama senin kendi partine oy gelecek, rakiplerin oy kaybedecek diye bir teşkilata para vermen rezillik. Bir numaralı parti kapatma sebebi. Bak siyasi partiler yasasına; en önemli kapatılma sebebi bu.” ÇİLLER’İN EVREN KORKUSU
Parsadan, şöyle devam ediyor: ”Çiller’den bir kere de, Kenan Evren’in Marmaris’teki evine en yakın karakolun başkomiseri olarak para aldım. Arıyorum ve ‘alarm sistemi yaptıracağız, bakanlıktan ödeneğimiz gelmedi. Allah korusun bir suikast olur Sayın Evren’e mahvoluruz Sayın Başbakanım, 1.5 milyar lazım’ diyorum ve iş tamam. Telefonu açmam, kapamam, paranın alınması, bana gelmesi 20 dakika sürdü.”
”ÇÖRTÜK’E DE ATATÜRK OLAYI”
Parsadan, Bayındır Holding’in sahibi Kamuran Çörtük’ü de dolandırdığını ifade ederken, ”Ona da Atatürk olayı” diyen Parsadan’ın çarpıcı ifadeleri şöyle: ”Kamuran Çörtük’ü de Atatürk Derneği diye aradım ve bir şeyler sattım. 3 sene 20 gün hapis cezası ondan aldım.”
”ALIR MISIN YOK, ‘GÖNDERİYORUM AL EVLADIM’ DİYORUM İŞ TAMAM”
Çok sayıda işadamını da dolandırdığını kaydeden Parsadan, sözlerini şöyle sürdürüyor: ”Daha kimler kimleri aynı yöntemle.. Anında yani.. Bir de ‘Paşa’ diye açıp telefonu ‘Evladım’ diyorsun. Alır mısın malır mısın yok. ‘Gönderiyorum 5 takım al evladım’. ‘Paşam kaç para bunun takımı’ diyor. Bugünün parasıyla diyelim ‘2 bin dolar’. ‘Aman Paşam müsaitseniz 15 takım gönderin’ diyor anında. Fazla istiyor ki, gözüme girecek..! Paşanın gözüne girecek, yarın öbür gün ihtilal yaparsam hayatı kaymasın diye. ‘Almış bu zamanında, bu arkadaşa dokunmayın’ şeklinde emir vereyim diye.”
YA UMDUKLARI İÇİN YA DA KORKTUKLARI İÇİN VERİRLER
”Paşa olarak aramışsın, adamlar korkuyor zaten askerden. Her dakika ihtilal olabilir. Yarın oğlu askere gidecek belki, oğlunun arkasında bir paşanın ismi olması fena mı? İşte ya umma ya korkma. Yani, davetiye, büst, mask, gece yemekleri, jübile davetiyeleri… Aklınıza gelen her şekilde işadamlarından para alıyordum. Her şekilde. Hiçbiri kurnaz değildir. Hepsi akıllıdır, anlıyor musun? Hepsi akıllı. O çark var ya, hepsini bu çarkın birer dişlisi düşün. 6-7 bin tane diş var. Her biri bir işi parsellemiş. Hırsızlar parsellemiş. Böyle çark haline gelmiş. Bu devamlı dönecek. Türkiye Cumhuriyeti Allah göstermesin, bitene kadar dönecek. Buna hiçbir güç de engel olamaz.”
”KIVRIKOĞLU’NUN SESİNİ 3 BİNDE 3 KİŞİ ANCAK TANIR”
Parsadan, dolandırdığı işadamlarını çoğunlukla ”Paşa” olarak aradığını belirterek, ”En güzel paşayı konuşurum. Sonra eski başbakan konuşurum, bakan konuşurum, milletvekili konuşurum. Başbakan olarak rahmetli Naim Talu, Bülent Ulusu olarak konuşurdum. Az bilinen sesler yani. Zaten önemli olan sesin tanınmaması. Kim Necip Torumtay Paşa’nın sesini tanır, asker özellikle medyatik olmaz. Hüseyin Kıvrıkoğlu mesela, üç bin tane işadamından ancak 3 tanesi uyanır. Uyandığında zaten ben hissederim, kapatırım telefonu. Yahut Nihat Erim, Naim Talu, Bülent Ulusu… Bunların sesini kimse bilmez.”
SABANCI’YI VE KOÇ’U DA DOLANDIRMIŞ ”Sabancı ailesini de çok dolandırdım. Türkan Hanım’dan haftada en az bir defa meyhane parası alırdım. Ufak ufak yani.. Türkan Hanım’ın verdiği en büyük para, dolar bazında söyleyeyim, bin dolardır. Ama hayatta miktar olarak en büyük parayı Rahmi Bey’den aldım. 94 senesiydi galiba. 20 milyar aldım. Rahmi Bey’i bir dernek ismiyle aradım.”
”BUNLAR ZEKİ MEKİ DEĞİL, SİSTEMİN ORTAK MENFAAT BİRLİKTELİKLERİNDEN GÜÇ KAZANMIŞ İNSANLAR”
Dolandırdığı siyasi, bürokrat ve işadamlarına atfen ”Bunları gözünüzde büyütmeyin, bunlar zeki meki değil. Bunlar bir sistemin ortak menfaat birlikteliklerinden dolayı güç kazanmış insanlar” diyen Parsadan, ”Atatürk” sözünün yettiğini kaydediyor.

 

Önceki İçerikGümüşlükspor’dan duyarlılık örneği: Köpeğini al maça gel!
Sonraki İçerikSporLig dergisinde, Portreler köşesinde bu ay, Başakşehirspor’un teknik direktörü Abdullah Avcı var…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz