Altaylı: Sağduyu kazandı

“Son üç derbidir sahada da futbolcular gayet sakin. Ben Aziz Yıldırım gibi, hatta Ünal Aysal gibi başkanlara kulak asmayıp, futbolu futbol gibi oynayan ve izleyenlere teşekkür etmek istiyorum. Bence Yıldırım son maçta olay çıksın istiyordu. Ama futbolcular da taraftarlar da Yıldırım’dan daha sağduyulu ve sporsever”

– Konumuz tabii ki derbi. Ben (Halil Özer) iki hocanın da kesinlikle korktuğunu düşünüyorum; ilk yarı Hamza hoca ikinci yarı Pereira… Bu kadar korkak olursan tabii ki bir puanla yetinirsiniz. Bu konuda sizin görüşünüz nedir?
“Pereira’nın korktuğu görüşüne katılmıyorum, Hamza hocanın korktuğu görüşüne de… Bu maçın teknik analizini yaparken hocaların korktuğunu söylemek anlamsız olur gibime geliyor. Tedbirli davrandılar ama böylesine önemli bir derbide tedbirli davranmak da normaldir. Hamza hoca son haftalarda takımını başarılı kılan agresiflikten uzak oyunu tercih etti ve maçı ikinci yarıda kazanmayı istedi. Pereira ise ilk yarıda mümkün olduğunca fark atıp ikinci yarıda emniyetli oynamak istedi. At yarışlarında böyle taktikler vardır. Kimi at starttan hızlı çıkar, arayı açarak koşar ve son düzlükte arayı yeterince açmışsa rakipleri yanına yaklaşsa da o atı geçemezler. Bir de bazı atlar vardır tempolu koşar ama ileri çıkmaz, nefesini son düzlüğe saklar. Bir anlamda iki takım yapılarına uygun şekilde bu zıt taktiklerle oynadılar. Pereira’nın hatası takım durduğu zaman doğru değişiklikleri yapmamak oldu. Müdahale edemedi. G.Saray’ın ise zaten çok fazla müdahale silahı yoktu. Rodriguez’le başlayıp 2. yarı Yasin’i alabilirdi ki, Yasin’in 11’de başladığı iki maçtaki performansı Hamza’nın bu yöndeki taktiğinin daha doğru olabileceğini gösterdi.”

– Sneijder, Kadıköy’deki atmosferin her hakemi çok etkilediğini belirtmiş. Siz de katılıyor musunuz?
“Kadıköy’ün atmosferi hakemi de rakibi de etkiliyor. Ama yapacak bir şey yok. O da F.Bahçe taraftarının başarısı. Ama bakın ben başka bir şey söyleyeceğim, son 4 derbidir tribünlerde olay çıkmıyor. Son üç derbidir sahada da futbolcular gayet sakin. Ben Aziz Yıldırım gibi, hatta Ünal Aysal gibi başkanlara kulak asmayıp, futbolu futbol gibi oynayan ve izleyenlere teşekkür etmek istiyorum. Bence Aziz Yıldırım son maçta olay çıksın istiyordu. Öyle olursa kanacaklarını düşünüyordu muhtemelen. Ama futbolcular da taraftarlar da Aziz Yıldırım’dan daha sağduyulu ve daha sporsever.”

O ŞARTLARA GÖRE MAF’LI DÖNEM BU BEŞİKTAŞ’TAN İYİYDİ

– İki takıma bakıp bir de Beşiktaş’a bakınca her şey çok farklı. Neden F.Bahçe-G.Saray puan için anti futbolu ön plana alıyor? Beşiktaş’ı da değerlendirir misiniz. Rıdvan Dilmen, Metin-Ali-Feyyaz döneminden bile daha iyi diyor…
“Sorunuzun ilk bölümünde söylediğiniz anti futbol görüşü de bana uymuyor doğrusu. F.Bahçe’nin ilk yarıdaki futboluna anti futbol denemez. Keza G.Saray’ınkine de. Anti futbol başka bir şeydir. Mesela F.Bahçeliler’in Sneijder’ı sürekli tekmelemesi anti futboldur ama bunun dışında sahada sonuca ulaşmak için koşan, savunmayı oyuna sokan bir F.Bahçe vardı ve bu kesinlikle anti futbol değildi. G.Saray’da da öyle. Stoperlerin hücum organizasyonu yaptığı, beklerin sürekli orta kestiği, golü bir bekin attığı takıma anti futbol oynuyor denemez. Göze hoş gelen akıcı bir futbol oynamıyor olabilirler ama anti futbol değil bu. Kötü futbol olabilir belki.”

YILDIRIM DÜŞMANLIK YARATMAK İSTİYOR

– Aziz Yıldırım’ın dediği gibi iki kulüp artık dost olamaz mı, o günler geçti mi? Ben sadece F.Bahçe’nin değil, G.Saray’ın da ezeli rakibine büyük bir sevgi beslediğini düşünmüyorum. Siz ne diyorsunuz?
“Aziz Yıldırım başta F.Bahçe’nin sonra da Türk sporunun üzerine çökmüş bir karabasandır. Bu iki camia rakiptir doğru. Ama düşman değildir. Aziz Yıldırım ise düşmanlık yaratmak istiyor. Bu yöntem Türkiye’ye damga vuran bir yöntem haline geldi. Düşman yarat, kendi grubunu konsolide et. Yarattığın düşmanla mücadele etmek için destek iste. Oysa ortada düşman falan yok. G.Saray, F.Bahçe’nin düşmanı değil rakibi. Hem de olmazsa olmaz rakibi. Benim hayatımdaki en
yakın dostlarımın önemli bir bölümü F.Bahçeli. 24 yıllık asistanım fanatik F.Bahçeli. Birbirimizden nefret falan da etmiyoruz. Aziz Yıldırım’ın damadı G.Saraylı. Yıldırım’la ilgili çok şey söylerim de, sonra size sıkıntı yaratıyor.”

HERKES KÖTÜ BİR KENDİSİ VE ÇEVRESİ İYİ!

– Yine gazeteciler içeriye alınmıyor. Bu sefer ne olduğu belli değil. Ortada yalan haber yok. Ceza alan gazeteciler Terraneo ile Aziz Yıldırım tartışmasını yazdı. Aziz Yıldırım ‘her evde kavga olur neden yazdınız’ dedi. Sonra gazetecileri almadı. Derbi maçı varken bir hafta gazetecilerle uğraştı. Üstelik böyle bir şey için yetkisi de yok. Ve enteresandır hiçbir yetkiliyi arayıp derdimizi anlatamıyoruz. Devlet dahil herkes başından savıyor. Sizin görüşünüz nedir?
“Ehh siz arandınız kardeşim. Benden günah gitti. Bakın ilk yıllarında Aziz Yıldırım’a herkes karşı çıkarken ben destekledim. Tesis yapıyor, alt yapıya önem veriyordu. Beni arayıp teşekkür etmişliği vardır o yıllarda. Ama sonra işler çığrından çıkmaya başladı. Bana göre dönüm noktası kaleci Rüştü’nün dövülmesidir. Aziz Yıldırım başka bir tarafa gitmeye başladı. Büyük bir gücü uzun süre elinde tutanlarda bu sıklıkla görülür. Hele alt yapısı sağlam değilse. Bir diğer işaret Mustafa Denizli’ye yapılandır. Takım şampiyon oldu, şampiyon yapan Denizli yollandı. “O mu şampiyon yaptı” denilerek… Aziz Yıldırım, F.Bahçe camiasının büyük gücünü kendi gücü zannederek her tarafa savaş açtı. İçerdeki rakiplerine ve dışarıdaki herkese. Herkes kötü, bir Yıldırım ve yakın çevresi iyi. Herkes düşman. Yahu milli takım oyuncu göndermeyeceğini söyledi. Bunu başkası yapsa vatan haini olur. Aziz Yıldırım’a kimse bir şey diyemiyor. Aziz Yıldırım herkesi düşmanlaştırarak kendi başarısızlığını ört bas etmek istiyor. Aziz Yıldırım F.Bahçe yönetimine girip, futbol şubesi ve başkanlıkla devam eden yola girdiğinde F.Bahçe’nin şampiyonluk sayısı G.Saray’ın çok önündeydi. Aziz Yıldırım döneminde G.Saray şampiyonluk sayısında F.Bahçe’yi yakaladı ve geçti. Aziz Yıldırım da kavga dövüşle, sahte düşmanlar yaratarak bunu ört bas etmek istiyor.”

YA ÇEKİ DÜZENE GİRECEKLER YA ÇÖKECEKLER

– Hakemler çok kötü. Şimdi Aydınus eleştiriliyor. Ne olacak, ne olmalı?
“Fırat Aydınus’un çok kötü yönetim gösterdiğini herkes kabul etti, gözlemci ise en yüksek notu verdi. İşte Yeni Türkiye bu. Alışın artık. Hataların kabul edilmediği, güç sahibinin her türlü şeyi yapmasının normal karşılandığı, hesap sorulmayan, hesap soranın suçlu olduğu hesap verilmeyen bir ülke. Böyle ülkeler de, böyle organizasyonlar da çok uzun süre ayakta kalamazlar. Ya kendilerine çeki düzen verirler ya çökerler.”

FATİH ALTAYLI- HABERTÜRK

Önceki İçerikAttila Gökçe, Aziz Yıldırım ve TSYD’yi yazdı: Kapıda kalan gazeteciler
Sonraki İçerikTrabzonspor 0-2’den 2-2’ye getirdi ama sonunu getiremedi! Üç puan direğe ve Arokoyo’ya takıldı…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz