Spor Toto Süper Lig ekibi Fatih Karagümrük, genç teknik direktör Volkan Demirel ile yaşanan yol ayrımı sonrasında yeni teknik direktörünü İtalya’da buldu.

Sky Sport muhabirlerinden italyan gazeteci Di Marzio, Karagümrük’ün İtalyan teknik adam Andrea Pirlo ile anlaştığını duyurdu. Di Marzio paylaşımında “Pirlo tekrardan kulübede. Fatih Karagümrük ile anlaştı” ifadelerini kullandı.

Juventus’ta futbola veda eden Pirlo, 2020-2021 sezonu başında görevine son verilen teknik direktör Maurizio Sarri’nin yerine Siyah Beyazlılar’ın teknik direktörlüğe getirildi. Pirlo yönetiminde Juventus’un, 9 sezondur süren ligdeki şampiyonluk serisi sona erdi. Siyah-beyazlı takım, Serie A’da sezonu 38 maçta 23 galibiyet, 9 beraberlik ve 6 yenilgi alarak 4. sırada tamamladı.

Pirlo idaresindeki Juventus, 2020 İtalya Süper Kupası ile 2020-2021 İtalya Kupası’nı kazanma başarısı göstermişti. Siyah-Beyazlılar, UEFA Şampiyonlar Ligi’ne ise son 16 turunda veda etmişti.

Pirlo, futbolu bıraktıktan sonra yazdığı kitapta, Milan’da beraber çalıştığı teknik direktör Fatih Terim hakkında çok ağır ifadeler kullanmış ve bı yorumlar olay olmuştu.

Andrea Pirlo, ‘I Think Therefore I Play’ (Düşünüyorum öyleyse oynayabilirim) kitabında Terim’in iyi bir hoca olduğunu ancak iletişim sorunları nedeniyle taktiksel anlatımlarını futbolculara doğru aktaramadığını ifade etti. Pirlo, özellikle tercümanından dolayı Terim’in Milan’da başarılı olamadığına vurgu yaptı.

İşte Pirlo’nun kitabındaki Terim bölümü

Berlusconi ve Ancelotti arasında karşılıklı sevgiye dayanan, oldukça sağlam bir ilişki vardı. Fakat bunun Milan’ı çalıştıran herkes için geçerli olduğunu söyleyemem, örneğin Fatih Terim…

Görevi boyunca kendisinin adeta gölgesi gibi olan deli bir tercümanı vardı. Terim’in 5 dakikalık ateşli konuşmalarını, duygusuz şekilde 5 saniyede tercüme eden bir adam… Tercümanı bir ara Terim’e medya ile tüm ilişkileri süresiz kesmesini tavsiye etti. Medya ile ilişkileri kesmek… Süresiz… AC Milan’da… İletişimin her şeyden önemli olduğu ve mükemmel yönetildiği bir kulüpte…

Fatih Terim tahta başında dakikalarca taktik anlatırdı. Maçtan önce beni yanına çağırırdı. Bu maçı taraftar için kazanmalıyız, oyunun merkezinde de sen varsın, topları sen yönlendirmelisin diye söylerdi ancak tercümanı başka şekilde ifade ediyordu. Özellikle göreve başladığı ilk günlerde yaptığı takım toplantıları ise unutulmazdı. Terim eline bir tebeşir alıp taktik tahtasına 11 daire çizerdi. Tahtadaki her daire sahaya çıkacak bir oyuncuyu temsil ederdi. Ancak konuşmanın ortasında taktik tahtası, çizdiği oklardan ve karalamalardan öyle bir hale gelirdi ki; hangi dairenin kimi işaret ettiğini anlamak imkansızlaşırdı. Taktik tahtası, oyuncuları ve mevkileri birbirinden ayırmanın mümkün olmadığı karmakarşılık bir hal alırdı. Kısacası tam bir kaos… Sadece kalecinin kendi pozisyonundan emin olabildiği bir kaos…

Toplantı sırasında bir daireyi işaret edip, “Costacurta, tam burada olman gerekiyor” diye konuşmaya başlardı. Bir gün dayanamayıp, “Ama patron, o gösterdiğin dairenin biraz önce benim olduğunu söyledin, Costacurta değil ki” demek zorunda hissettim.

İşin daha da kötüsü konuşma ilerledikçe defans bölgesindeki dairelerle, forvettekileri karıştırmaya başlardı. Artık öyle bir hal almıştı ki, kendi aramızda ‘Acaba bunu Berlusconi’nin gizli rüyası olan 2-4-4 taktiğini gerçekleştirmek için bilerek mi yapıyor’ diye şakalaşmaya başlamıştık.

Önceki İçerikEşref Hamamcıoğlu’nda ”siyasi müdahale” iddiası: İstanbul Belediyesi seçimlerine benzedi!
Sonraki İçerikTFF açıkladı: 16 Haziran’daki başkanlık seçimine 9 kişi aday oldu

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz