Uygulamada sıkça rastlanan sorunlardan biri de geçici transferle bir başka kulübe giden futbolcunun, esas kulübündeki çalışma süresinin ne olacağı yönündedir. Yargıtay 21. Hukuk dairesi konuya açıklık getirerek “Futbolcunun, geçici olarak bir başka kulübe transfer olması taraflar arasındaki sözleşmeyi etkilememektedir. Geçici transfer olduğu kulüpten sezon bitimi ayrılıp yine esas sözleşme yaptığı kulübe dönmektedir. Dolayısıyla davacının geçici transferle bir başka kulübe gitmesi davalı nezdindeki çalışmasını kesmeyecektir.” şeklinde bir karar vermiştir. Kararın tam metni aşağıdadır.

Av.Taner Sevim

T.C YARGITAY
21.Hukuk Dairesi
Esas: 2013 / 12441
Karar: 2014 / 13744
Karar Tarihi: 16.06.2014

ÖZET: Somut olayda, sözleşme süresince davacı davalı B.. Sporun uhdesinde bulunmaktadır. Geçici olarak bir başka kulübe transfer olması taraflar arasındaki sözleşmeyi etkilememektedir. Geçici transfer olduğu kulüpten sezon bitimi ayrılıp yine esas sözleşme yaptığı kulübe dönmektedir. Dolayısıyla davacının geçici transferle bir başka kulübe gitmesi davalı nezdindeki çalışmasını kesmeyecektir. Bu durumda da hak düşürücü süreden de bahsedilemeyecektir.(506 S. K. m. 79) (5510 S. K. m. 86) (Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği m. 16, 17, 18) (YHGK. 23.06.2004 T. 2004/21-369 E. 2004/371 K.)

Dava ve Karar: Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.

Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi E. İ. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,

Dava, davacının 31/08/1995-11/01/1996 ve 01/06/1996-11/03/1997 tarihleri arası davalı nezdinde çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının 31/08/1995-11/01/1996 tarihleri arası davalı nezdinde 4 ay 11 gün süreyle çalıştığının tespitine ve diğer döneme yönelik talebin ise hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir. Varılan sonuç reddedilen talep yönünden dosyadaki bilgi ve belgelere uygun bulunmamaktadır.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının hizmet tespitine yönelik talebinin bir kısmının hak düşürücü süreye uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.

Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.

506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddelerine göre Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır. Yasada yer alan 5 yıllık süre hak düşürücü olup mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınması gerektiği gibi davacının aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesinin veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve hak düşürücü sürenin, kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı hukuksal gerçeği de ortadadır.

İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanun’un 79/1.maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin dördüncü kısmında işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi (SSİYön.Madde16), dört aylık sigorta primleri bordrosu (SSİYön. Madde 17), sigortalı hesap fişi (SSİY. Yön. Madde 18) vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık Kanun’un 79/10 (eski 8) maddesinde yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.

Maddede belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceği açıktır. Bir sigortalının askere gitmeden önce çalıştığı işyerini askerliğe müteakip girmesi durumunda hizmet akdi mecburi hizmet nedeniyle kesilmiş olduğundan artık hak düşürücü sürenin oluştuğundan bahsedilemez. Davacıya ödenen ücretten sigorta primi kesilen hallerde, davacının iş ve sosyal sigorta mevzuatının öngördüğü sigorta hak ve yükümlülüklerini yerine getirmesi nedeniyle Kurumun Yasa’dan kaynaklanan denetim ve inceleme görevini yapmaması karşısında hak düşürücü sürenin işlemeyeceği kabul edilmelidir.

Davacının sigortalı çalışmalarının Kuruma kısmen bildirildiği hallerde, eksik bildirimlere yönelik olarak açılan davada hak düşürücü süre işlemeyecektir. (Hukuk Genel Kurulunun 23.06.2004 gün ve 2004/21-369 E, 2004/371 K. sayılı kararı)

Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı adına 01/11/1995 tarihli imzalı ve fotoğraflı işe giriş bildirgesinin davalı tarafından Kuruma verildiği, çalışmalarla ilgili bildirim yapılmadığı, davalı ile davacı arasında 31/08/1995-31/05/1997 tarihleri dönem için 2 yıllık profesyonel futbolcu sözleşmesi imzalandığı, TFF kayıtlarına göre davacının 31/08/1995- 11/01/1996 tarihleri arası Bolu Sporda, 12/01/1996-31/05/1996 tarihleri arası geçici transferle İnegöl Sporda, 01/06/1996-11/03/1997 tarihleri yine Bolu Sporda futbol oynadığı, tanıkların fiili çalışmayı doğruladıkları anlaşılmaktadır.

Somut olayda, mahkemece davacının İnegöl spora geçici transfer olması nedeniyle davalı nezdindeki çalışmasının kesintiye uğradığı ve bu nedenle talep edilen diğer dönem yönünden 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle ret kararı verilmiş ise de, taraflar arasında 1995-1997 yılları arası dönem yönünden sözleşme yapılmış ve davalı tarafından işe giriş bildirgesi verilmiştir. Sözleşme süresince davacı davalı Bolu Sporun uhdesinde bulunmaktadır. Geçici olarak bir başka kulübe transfer olması taraflar arasındaki sözleşmeyi etkilememektedir. Geçici transfer olduğu kulüpten sezon bitimi ayrılıp yine esas sözleşme yaptığı kulübe dönmektedir. Dolayısıyla davacının geçici transferle bir başka kulübe gitmesi davalı nezdindeki çalışmasını kesmeyecektir. Bu durumda da hak düşürücü süreden de bahsedilemeyecektir.

Yapılacak iş, hak düşürücü sürenin oluşmadığı göz önünde bulundurularak, davacının 01/06/1996-11/03/1997 tarihleri arasına yönelik talebinin de kabulüne karar vermekten ibarettir.

Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden Bolu Spor Kulübü Başkanlığı Adına Başkan N. Ç.’ya yükletilmesine, 16.06.2014 gününde oybirliği ile, karar verildi.

Önceki İçerikPanenka penaltısı nasıl doğdu? İşte Panenka’nın kendi ağzından Panenka penaltısının öyküsü…
Sonraki İçerikİpi uçaktaki tartışma çekmiş: Sen eğlenmeye İstanbul’a gidiyorsun. Biz insan değil miyiz?
Avatar photo
İstanbul'da doğdu. Sevim Hukuk Bürosu'nun kurucusudur. İki dönem İstanbul Barosu Bilişim Hukuku Merkezinin başkanlığı görevini yürütmüştür. IPTV derneği hukuktan sorumlu yönetim kurulu üyelik görevinde bulunmuştur.Halen İstanbul Barosu Bilişim Hukuku Komisyonu üyesi ve Türkiye Barolar Birliği delegesidir. Bilişim Hukuku, E-Ticaret Hukuku, Sigorta Hukuku, Şirketler Hukuku, İş Hukuku alanlarında çalışmalarını yürütmekte olup hukuk alanında yazılar yazmaktadır. Bir çok üniversitede sertifika programında eğitim vermektedir. Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi yüksel Lisansını Universidad Azteca'da doktorasını tamamlamıştır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz