Fenerbahçe, Dinamo Kiev’e 0-0’ın rövanşında 2-1 yenilerek Şampiyonlar Ligi’ne ön elemede veda etti. Bülent Tuncay maçı Karar için kaleme aldı:

Jesus’un karnesi!

Savaşın ortasından gelen Dinamo Kiev, dağılan kadrosunun geri kalanları ile kendisini futbol dünyasının içinde tutmaya gelmişti İstanbul’a. Kanadı kırık ama direnci ve savaşçılığı yüksek bir takım olduğunu dün de gösterdi.
Fenerbahçe maçın ilk dakikasından itibaren maça ağırlığını koyup oyunu rakip yarı alana yıktı. Ukrayna ekibi, King ve Valencia ile çift santrfor oynayan, İrfan Can, İsmail, Rossi üçlüsü ile savunma hakkını kuşatan, Samuel-Osayi ve Ferdi ile beklerini hücum hattına süren rakibi karşısında ilk yarıda müthiş bir direnç gösterdi. Evsahibi ekibin dalga dalga gelen akınlarını hatasız oynayan kalecisinin de yardımıyla savuşturan Kiev’in tur için tek planı, tüm hatlarıyla hücuma çıkan Fenerbahçe’den kapılacak toplarla rakibin arkasına yapacağı baskınlara dayanıyordu. Szalai ile Ferdi’nin birbiriyle çarpışmasından kaynaklanan bir fırsat anı da yakaladı ancak Altay karşı karşıya pozisyondaki müthiş kurtarışı ile Kiev’in bu ilk umudunu boşa çıkardı.
Fenerbahçe açısından tek kale oynanan ilk yarıda gol bulunamamasının sebebi, King’in henüz hazır olmaması ve hücum organizasyonlarında takımın yeteri kadar koordine olamamasıydı.
Jesus maçı ve turu çok istiyordu ve ikinci yarıya İrfan Can’ın yerine, kalabalık savunma arasında iş yapabilecek Emre Mor’u alarak başladı. Fenerbahçe yine istekli ve baskılıydı, bu yüksek tempo Dinamo Kiev’i organize atak yapamaz hale getirdi. Ukrayna bitmeyen bu baskı karşısında kısmi felç geçirmiş gibiydi, sadece savunma yapabiliyordu, diğer hatları çalışmıyordu.
Dinamo Kiev’in zamana oynadığı maçın bu anlarında dengeleri değiştirebilecek bir kart çıktı. Top rakibe geçtiğinde rakibi ilk karşılayan ve “Yugoslav faulü” yapan İsmail Yüksek ikinci sarı karta yakalandı. Bu, hem 10 kişi kalmak, hem de top rakibe geçtiğinde hızlı hücumu kesmeyi önleyen erken tedbirin ortadan kalkması anlamına geliyordu. İsmail kadar rakipten top çalan isim yoktu. Jesus, Crespo’ya o rolü vermedi ve o bölgeye almada biraz ağır kaldı. Nitekim bu kritik bölgenin kısa bir süre için boşalması bile Kiev’e aradığı fırsatı verdi ve iki takım arasında iki maça yayılan bilek güreşinde tabelayı ilk değiştiren Buyalskyi oldu.
Kiev’in golü Fenerbahçe’nin oyun konsantrasyonunu bir anda düşürdü. Sarı-Lacivertlilerin bu kadar üstün olduğu bir maçta yediği gol sonrası oyundan düşmesi tuhaftı. 120 ile giden bir aracın 20’ye düşmesi gibi hız kesti. Bu kriz anlarını bitirebilecek fırsat, Valencia’nın kazandırdığı penaltı ile Fenerbahçe’nin ayağına geldi ama Valencia’nın kaleci Bushchan’ı aşamaması Kanarya’nın gardını iyice düşürdü.
Jesus’un yüksek tempo nedeniyle yorulan, yediği gol ve kaçan penaltı ile morali bozulan kadroya şoklama yapması gerekiyordu. Portekizli teknik adam Bruma ve Serdar Dursun’u sahaya sürerek forvet hattına taze kuvvet takviyesi yaptı. Ancak bu hamleler beklenen katkıyı sağlamaktan uzaktı. Jesus’un orta sahayı canlandırsın diye aldığı Emre Mor’u yetersiz bularak 30 dakika sonra çıkarması hocanın beklentilerinin yüksekliğini ve tahammülsüzlüğünü gösteriyordu. Jesus’a bir çilingir lazımdı, kilidi açacak biri, anlaşılan bu isim Emre Mor değildi. Fenerbahçe’yi golle tanıştıran, yenilgiden kurtaran isim bir forvet değil, savunmadan gelen Szalai oldu.
Uzatma dakikaları güçten düşen Fenerbahçe ile yorgun rakibinin oyundan düşmesi sonrası cesareti artan Kiev arasında geçti. Bu anlarda Kiev, normal sürede olmadığı kadar gole yakın oynadı. Kalecilerine güvenen Fenerbahçe biraz da son sözü penaltı atışlarına bırakmak ister gibiydi. Ancak Fenerbahçe’nin aksine oyun disiplininden hiç kopmayan Kiev uzatmalarda son sözü söyleyen taraf oldu. Jesus’un hücum planı ile Lucescu’nun savunma planı arasındaki mücadelede kazanan, turdan bağımsız olarak düşünüldüğünde de Rumen hoca idi.
Sonuç olarak Fenerbahçe bu maçtan ciddi dersler aldı. Hep ileriye oynayan ancak top rakibe geçtiğinde ileride baskı yapamayan bir takım olduğu görüldü. İsmail Yüksek’in oyun planında ne kadar önemli ve alternatifsiz olduğu görüldü. Kim Min-Jae’nin boşluğunun sanılandan büyük olacağı görüldü. Gol sorununun çözülmesi için tek beklentinin Pedro olduğu görüldü. Çift santrfor da oynasanız santrforları pas ve orta olarak besleyen oyuncular olmazsa gol atmanızın zor olacağı görüldü. Jesus’un oyun planı ve oyuncu tercihlerine biraz daha çalışması gerektiği anlaşıldı.
Jesus sezonun ilk karnesini aldı. O karnede bazı kırıklar vardı. Ancak Jesus’um elinde zengin bir kadrosu da var. Dersini iyi çalışırsa bu Fener’in ışığı yeniden yanar…

Önceki İçerikFenerbahçe’de İtalya bereketi. Elmas, Muriç, Min-Jae satışından 54 milyon euro kazandı
Sonraki İçerikAğrıspor’un satış süreci ve bazı iddialar Ağrı’yı karıştırdı

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz