Süper Lig’de geride bıraktığımız sezonun en dikkat çekici ekiplerinden biri Konyaspor’du. Uzun süre zirve mücadelesi içinde yer alan yeşil beyazlılara bu başarıyı yaşatan isim İlhan Palut’tu. Herkesin Süper Lig’e taşıdığı Hatayspor’a oynattığı futbolla tanıdığı Palut, başarılı geçen sezonu Sporlig Genel Yayın Yönetmeni Selahattin Ekrekli’ye değerlendirdi.
İki sezon önce son anda ligde kalan Konyaspor’u şampiyonluk yarışına nasıl soktuğundan gelecektei planlarına kadar bir çok konuda önemli açıklamalar yapan başarılı teknik adamın sözleri burada.

Süper Ligde 38 hafta Trabzonspor’un şampiyonluğu ile sonuçlandı. Konyaspor ise büyük bir başarı göstererek ligi 3. sırada bitirdi. Nasıl geçti sizin için sezon?
Şimdi 2 sene öncesine gitmek lazım. 2 sene önce Konyaspor; Başakşehir ve Trabzonspor galibiyetleriyle son anda ligde kalmayı başarmıştı. her ne kadar küme düşme kaldırılmış olsa da. Geçen sezon devre arasında 3.maçında Konyaspor a geldim. Göreve geldiğim sene küme düşme hattına çok yakın bir takım devraldık…

SEZON BAŞI HEDEFİMİZ FARK YARATMAKTI BUNU DA BAŞARDIK.
Bu sezon başında oyuncularımla yaptığım toplantıda onlara 2 yıldır Konyaspor’un sıralama olarak verdiği mücadelenin ne camiaya, ne onların kariyerlerine , ne de bizim antrenörlük hedeflerimize hiç bir şekilde uymuyordu. Bu sezon başı Erzurum kampının ilk toplantısında oyuncularımızla yaptığımız konuşmada biz bu sene ligde fark yaratan takımı olmalıyız. Şöyle ki her sene doğal olarak 4 büyük şampiyon adayının arasına sürpriz olarak bir takım girerdi. Örnek; Kocaelispor, Sivasspor vs gibi…
İşte biz bu sene bu farkı yaratan takım olalım ve üst sıraları hedefleyelim dedik ve oyuncularım da buna destek verdi. Takım olarak sadece destek vermek yetmiyor, bu hedefe inanmak ve bunun uğrunda çok çalışmak gerekiyordu. Sezon boyunca biz bunu gerçekleştirebildik. Dönem dönem düşüşler ve istemediğimiz sonuçlar da oldu ama bizim için 38 hafta çok uzun bir maraton oldu. Tabi takımda ayrılanlar oldu bunun yanı sıra üzücü olaylar da yaşadık. Takımımın 38 hafta gösterdiği mücadele ve ligi 3. sırada bitirdik .Bu sezon başı hedefimiz sıralama değil de fark yaratmaktı onu da başardığımızı düşünüyorum…

Fenerbahçe ile kıyasıya 2.lik yarışına girdiniz neden olmadı?
Evet baktığınızda şansız maçlar kaybettik. Mesela Başakşehir deplasmanına gittik erteleme maçı oynamaya orada hiç hak etmediğimiz 2-1’lik mağlubiyet aldık. İlk yaramızı orada aldık. Ondan sonra Alanyaspor deplasmanına gittik maç 5-1 bitti ilk yarı 4-1 bitti her şeyi doğru yaptığımız bir maçtı hemen hemen çok enteresandır orada bir kırılma yaşadık. Bazı istemediğimiz hakem hataları da oldu. Bunların yanı sıra İsmail hoca ile birlikte Fenerbahçe’nin gerçekten çok iyi bir çıkış yakalaması, bunlar önemli etkenlerdi.

Peki hocam Rahmetli Ahmet Çalık’ın vefatı hedeflerinize gitmede sizi nasıl etkiledi?
Allah kimsenin başına bir daha vermesin. Çok büyük bir şoktu. Oyuncularım bu büyük acıya rağmen ayakta kalmayı başardılar. Ahmet’i futbolcu olarak çok aradık. Takımın kazanmak isteyen, mücadele eden, hırslı tecrübeli bir karakteri olarak aradık. Takımıza sinerji veren müthiş bir kişilik olarak yüz de yüz aradık. Tabii ki Ahmet’in kaybı özellikle defansif manada bir tık geri aldı ancak bunu çok dile getirmiyoruz, acımızı içimize gömdük. Bir kere daha Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Futbol olarak bize etkisi oldu, bir tramvatik etkisi yüzde yüz oldu… Mesela belki onun yerine oynayan oyuncumuz üzerinde oldu. Çünkü görevini çok iyi yapan bir arkadaşı aramazdan ayrıldı. Bir anda yük onun omuzlarına bindi. Dönem dönem mükemmel işler, dönem dönem de hatalar yaptı. O bölgede bir düzenimiz, bir dengemiz vardı. Belki futbolumuz bozuldu ancak bir insanın kaybı çok daha önemli. O yüzden futbolun bize verdiği zararı konuşmak bana anlamsız geliyor.

Konferans liginde hedefimiz gruplara kalmak
Şimdi şöyle düşünmüyoruz; ‘Ligi 3.sırada bitirdik. Avrupa’ya gideceğiz. Daha ne yapalım? Yeter!’ Bu bizim için yeteli değil. Tek hedefimiz tabii ki gruplara kalmak. Play- off’la berber üç ön eleme oynayacağız. Burada çekeceğimiz kura da önemli tabii. Çünkü hatırlarsanız geçen sene sezon başı hazır bir Trabzonspor vardı ancak Roma ile eşleşti ve onlar için işler çok zorlaştı. İnşallah bizim içinde en başta iyi bir kura olur .Ülkemizi çok iyi temsil etmeye çalışacağız.
Hakemlerimizin üzerindeki baskıyı azaltmak için herkese görev düşüyor
Bir kere şunu söyleyeyim. Türkiye’de hakemlik yapmak gerçekten kolay değil. İnanılmaz bir baskı altında maç yönetiyorlar, çok büyük değişimler var. Bir anda (X) bir hakemin görevine son verilebiliyor, sonra geri dönüyor. Yaptığı bir hata ile beraber belki yıllarca inşa ettiği kariyeri bir anda yerle bir olabiliyor. Şimdi burada bu kadar baskı altında maç yöneten hakemlerin hata yapması kadar normal bir şey yok. Evet bizim aleyhimize de çok net hatalar yapıldı ama ben buna sadece hata demek istiyorum. İnşallah hatadır! Bir futbol adamı olarak öyle düşünmek istiyorum. Ben söyle düşünüyorum .Kimin üzerine görev düşüyorsa futbol kamuoyunun, yöneticilerin, biz teknik direktörlerin, futbolcuların kimin üzerine görev düşüyorsa hakemlerin üzerindeki baskıyı bir şekilde azaltmamız, aşağı çekmemiz gerekiyor ki; onlar da daha rahat bir şekilde maçları yönetebilsinler. Ben sadece kendi takımımla alakalı değil genel manada bu seneki hakemlerin performanslarını yetersiz buldum. Ama dediğim gibi bu performansları bu duruma getiren etmenleri de göz ardı etmememiz lazım.
VAR sistemine gelince inanılmaz bir kolaylık. Çok güzel bir sistem. Hiç bir takımın haksız kazanç sağlamaması ve hakkının yenmemesi sağlanacakken biz burada bile ne zaman VAR’ a karışılır, ne zaman karışılmaz? VAR’ın pozisyonları check etmesindeki standardlar burada da %100 sınıfta kaldığımızı söyleyebilirim.. Ama şunu da söyleyebilirim X hakem bir kere karışmıştır başka bir hakem o karışmasıyla beraber belki kariyerine mal olmuştur bir diğer hakem de ben niye karışayım niye böyle bir risk alayım gibisinden düşüncelere girmiş olabilir. Yani, baktığımız zaman hakemler üzerindeki baskı ne standart bıraktı ne doğru karar bıraktı ne bu sene için adalet bıraktı önce dediğim gibi, biz bu baskıyı hakemlerin üzerinden çekmeliyiz, spor kamuoyu olarak kendimize de görevler düşüyor. Onlar da inşallah seneye bundan daha iyi bir sezon geçirirler

Önceki İçerikDursun Özbek: Takımı bozmayacağız, gerekeni yapacağız
Sonraki İçerikYaşayan efsane… SporLig dergisi, Türk spor basınının duayeni ve hafızası Fehmi Özgüler’i yazdı

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz