Beşiktaş’ın efsane futbolcularından Metin Tekin Cumhuriyet’e konuştu. İşte o röportaj:

Beşiktaş’ta Samet Aybaba, Rıza Çalımbay gibi uzun yıllar top koşturmuş, camianın sembolik isimleri arasına bu kez de Metin Tekin’i kattım. Namı diğer sarı fırtına. Koştuğunda bir taydan farkı yoktu. Yetişebilene aşk olsun.

İdman sahaları Metin’in hayranlarıyla dolup taşardı. Şeref Stadın’da, Fulya’da imza almak için sonu gelmeyen kuyrukların olduğuna tanıklık edenlerden biriyim. Metin Tekin 1964 doğumludur. G.Saraylı babası rahmetli Tarık Bey, Metin Oktay hayranı olduğu için oğluna Metin adını verir. Sarı fırtınanın futbolcu olmasında emeği çoktur Tarık Ağabey’in.

Tarık Tekin avukatmış ama kendi isteğiyle olmamış. Metin’e hep “Futbolcu ol avukat olma” dermiş. Kocaelispor altyapısı Metin için ilk tecrübe kazanma yeri. Kısa sürede PAF’ın yıldızı olmuş. A takımda oynamadan 1982-83 yılında henüz 18 yaşındayken Beşiktaş’a gelmiş ve 11 numaralı formayı üzerine geçirmiş.

Tam 15 yıl Beşiktaş’a hizmet vermiş. Zaten başka oynadığı kulüp yok. 5 lig şampiyonluğundan 3’ünü Gordon Milne, diğer ikisini ise Stankoviç ve Daum’la yaşamış.

‘ŞEREF STADI’NA ŞAŞIRDIM’

“Beşiktaş gibi büyük bir camiaya gelmişim. Aşırı heyecanlıyım, ayaklarım titriyor. İdman formamı, şortumu üzerime geçirdim. Zemine çıktım. O da ne? Şok oldum. Şaşırdım. Hayal kırıklığı yaşadım. Toprak saha, her yer köstebekli, yıpranmış soyunma odaları. Duş alamadığımız günler oldu. Çünkü sular akmıyordu ama üzerimdeki Beşiktaş forması tüm olumsuzlukları unutturmuştu bana.

‘10-0’LIK MAÇ UNUTULMAZ’

Adana Demirspor maçıydı. O maçı 10- 0 kazanmıştık. Tarihi bir skordu. 4 Ali, 3 Feyyaz, 3 gol de ben atmıştım. O yıllar tribünlerin “1-2-3 gol yetmez, 4-5-6 olsun, Metin Ali Feyyaz koşsun, Beşiktaşım şampiyon olsun” diye marşlar söylediği hep belleğimdedir. İyi ki Beşiktaş’a gelmişim. İyi ki Beşiktaş’ta oynamışım. İyi ki Beşiktaş beni istemiş. O formayı giyme şansım olmuş. Bu yüzden Beşiktaş’a teşekkür ediyorum.

SARI FIRTINANIN ÖYKÜSÜ

Günaydın gazetesi yazarı Süleyman Korkmaz bir gün haberinde “sarı fırtına” diye yazmış. O günden sonra öyle anılmaya başladım. Lakaplar konur. Kalıcı olmaz. Bu sanırım bana uydu. Saçlarımı uzun ve daha sarıydı. Kalıcı oldu.

‘MİLNE GÖNDERİYORDU’

Gordon Milne ile problemim oldu. Neredeyse takımdan gönderiliyordum. Bana bir şans daha tanıdı. F.Bahçe maçıydı. 3-1 yendik. 2 gol attım. Hayatımda en unutamadığım anlardan biri de budur. Her futbolcu teknik direktörle yeri gelir sıkıntı yaşar. Şimdi bunu daha iyi anlıyorum.

‘ÖLDÜ’ DEDİLER

1987-88 sezonuydu. Sakaryaspor Beşiktaş maçında Turan Sofuğlu’ndan darbe aldım. Suçu yok tabii. Beyin kanaması geçirdim. Öldü, sahalara dönemez dediler. İngiltere’de önemli bir profesöre gittim. İyileştim. Önce hayatla ilgili korkularım oldu. Beyin kanamasından sonra üst üste şampiyonlukların gelmesi çok acayipti. En iyi performansları hastalığımdan sonra sergiledim. Hırslandım. Kendimi daha fazla kanıtlamak istedim.

‘HİÇ HEDEF OLDUM MU?’

Elbette oldum. “Metin dışarı” diye bağırdılar zaman zaman. Mesleki anlamda sınıfta kalıyorsun. Seyirci buradaki en büyük belirleyici.

‘HER ŞEY İYİ ETÜD EDİLMELİ’

Futbolun oynanmasını istiyordum. Tek kriter, tek jüri, Sağlık Kurulu’ydu. Fakat Bakan topu Nihat Özdemir’e attı. Olumsuzluklar had safada. Bazı şeylerin henüz hazır olmadığını görüyorum. Sağlık, insan canı önemli. Her şey iyi etüt edilmeli. Sıkıntılar bitmeli. Sonra birileri vebali öder.”

‘SEBA’DAN İLK ÖNCE KORKTUM’

Beni Beşiktaş’a Mehmet Üstünkaya aldı. Başkandı o zaman. 1 yıl sonra Süleyman Ağabey başkan seçildi. Kaytan bıyıklarından, ciddi duruşundan korkmuştum. Sonra korku duyulacak değil de saygı duyulacak, sevilecek biri olduğunu anladım.

‘HATIR ŞİKESİ VAR’

‘Hatır şikesi yaptın mı’ sorusuna hayır diyemem. Şike denmez buna. Hatır için karşı takımdaki arkadaşımı kıramadığım sahada vites düşürdüğüm, hız kestiğim oldu tabii ki. İnsan etkileniyor ister istemez. Şikeye hiç tanık olmadım. 15 yıl oynadım. Sonrasında yine futbolun içindeyim. Ne duydum ne de gördüm. İnanmıyorum böyle şeylerin organize olduğuna.

‘2 TEKLİF GELDİ’

Beşiktaş’tan 2 kere menajerlik teklifi aldım. Ama dönemler uygun değildi. Olmadı. Genç Milli Takım’da hocalık yaptım. 5 sene de A Milli’de Fatih Terim’in yardımcısıydım. Şimdi artık yorumcuyum. Yorumcu kalmak istiyorum. Keyif alıyorum. Kendi penceremden oyunu anlatmaya çalışıyorum. Futbolun teorisini konuşmaktan zevk duyan birisiyim.

Hilmi Türkay – Cumhuriyet

Önceki İçerikFenerbahçe’den şaşırtan çıkış: Ziraat Türkiye Kupası bizim kırmızı çizgimiz
Sonraki İçerik19 Mayıs’ta sıradışı bir koşu: Aykut Çelikbaş 19 saat 19 dakika koşacak, 46 milli atlet ve yüzlerce koşusever online eşlik edecek!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz