Türk eskriminin 94 yıllık tarihindeki ilk altın madalyasını kazanan ekipte yer alan milli sporcu Fatma Zehra Köse, eskrimin canlı bir satranç gibi olduğunu söyledi ve ekledi: “Taktiğin ve düşüncenin fiziksel performansa dökülmüş hali. Benim dikkat eksikliğim çoktu. 1 dakikayı bulmuyordu dikkatimi toplamam. Bu sporla bunu yendim.”

23 Yaş Altı Avrupa Eskrim Şampiyonası’nda, Türk eskriminin 94 yıllık tarihinde Kadın Kılıç Milli Takımı’nın ilk altın madalyasını kazanan ekibinde yer alan milli sporcu Fatma Zehra Köse, hayalinin olimpiyat madalyası olduğunu söyledi. Akbatı sohbetlerinde gençlerle buluşan milli sporcu, eskrimin insanın özgüvenini artıran bir spor olduğunu söyledi.

-94 yıllık Türk eskrim tarihinde ilk Avrupa şampiyonluğa sizinle geldi…
Biz bu şampiyonaya hazırlanırken, federasyonumuz yabancı antrenörler getirdi Ukrayna’dan. Bunun sayesinde disiplinli ve düzenli bir çalışmamız oldu. İlk maçımız Rusya’ylaydı ve kafamızda her zaman bir Rusya korkusu vardı. Ukrayna asıllı Türk sporcu Irına da geldikten sonra daha da kenetlendik birbirimize. Rusya maçını yendikten sonra kendimize bir özgüven geldi. Sonra ev sahibi Belarus’la oynayacaktık. Pek korku kalmamıştı kafamızda ama ev sahibi oldukları için taraftar desteği arkalarındaydı. Kendi sesimizi bile duyamıyorduk ama onları da geçtik. Son maçımız Fransa’ylaydı. Açıkçası büyüklerde oynayan iki oyuncularından çekindik ama inanınca başardık ve şampiyon olduk.

– Eskrimin nasıl bir spor olduğu ülkemizde doğru düzgün bilinmezken şampiyonluğunuzla bir anda herkes sizi konuşmuştu…
Eskrimin içinde olursanız daha iyi anlarsınız teknikleri ama şöyle söyleyebilirim tuş alınca içimizden canavar çıkıyor gibi bağırıyoruz genelde. Hem kendi motivasyonumuz için hem de karşı tarafı moral olarak düşürmek için.

– Eskrime sen nasıl başladın?
Bizim aile genelde müzik üzerine eğitim aldı. Annem ve babam da müzik öğretmeni. Teyzem opera okuyordu konservatuarda ve eskrim dersleri alıyordu sahne sanatları için. Bir gün bana; ‘Bu sporu denemek ister misin?’ diye sorunca, farklı bir şey olduğunu görüp denemeye başladım ve çok sevdim.

-Eskrimi senden dinlemek istersek nasıl bir spor anlatır mısın?
Eskrim canlı bir satranç gibi. Taktiğin ve düşüncenin fiziksel performansa dökülmüş hali. İyi düşünüp anında uygulamanız gereken şeyler oluyor. Onun dışında benim dikkat eksikliğim çoktu. Neredeyse 1 dakikayı bulmuyordu dikkatimi toplamam. Bu sporla bunu yendim. Ve şöyle söyleyebilirim eskrim özgüven getiriyor insana.

-Önümüzde hangi turnuvalar seni bekliyor?
Dünya şampiyonası var. Yine iyi sonuçlar almayı hedefliyoruz.

-En büyük hayalin?
Kısa vadede hedefimiz tabi ki dünya şampiyonlarında güzel sonuçlar almak. Uzun vadede de ise hedefimiz Tokya Olimpiyatları.

-Keşke daha önce başlasaydım diyor musun eskrime?
Bence başlanması gereken yaş 9-10. Ben de o yaşlarda başladım. Daha önce başlarsanız çocukları sıkabiliyor çok fazla teknik var.

-Branşında görülen en büyük sakatlıklar?
En büyük sakatlıklar bizde bele ve dize çok yükleniliyor. O yüzden iyi bir antrenörle bilinçli bir şekilde çalışmak gerekiyor. Bazıları bilinçsiz yaptırıyor ve o yüzden bel fıtığı çıkan arkadaşlarım oldu.

(karar gazetesi – hakan akar)

Önceki İçerikCemal Ersen, başarısız spor bakanlarını yazdı: Cumhurbaşkanı, niçin Bak’ı istedi?
Sonraki İçerikClub Brugge- M. Başakşehir maçı ne zaman? Hangi kanalda?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz