Sabah Gazetesi Yazarı Hıncal Uluç, Spiker Orhan Ayhan’ın; Galatasaray Eski Başkanı ve şimdi Haysiyet Divanı Başkanı olan Alp Yalman’a Fatih Terim konusundaki görüşlerini ağzına tıkamasını eleştirdi.

ORHAN AYHAN… ALP YALMAN VE GALATASARAY!..
TRT Spor’da yılların deneyimli, usta gazetecisi, hem yazılı, hem görüntülü basının en ünlülerinden biri, Orhan Ayhan’ın programı var.
Konuğu da Alp Yalman..
Galatasaray’ın gelmiş geçmiş en önemli yöneticilerinden, eğer benim mesleki dönemimi sorarsanız, gazeteci olarak tanıdığım en büyüklerinden biri.. Hatta birincisi..
Şu andaki Burak Elmas yönetiminde, Galatasaray Haysiyet Divanı Başkanı.. Burak kardeşimin listesinden girdi. Onunla seçildi..
Bu konuşma ilginç olmaz mı?.
“Ne olur ne olmaz, elimde bulunsun” diye kayda da aldım, ama gerek yokmuş. Şu anda Youtube’da kayıtlı zaten.
Orhan, konuşmayı pek sevmeyen, daha doğrusu konuşmayan ama yapan bir tip olan Alp Yalman’a sordu.
Yıllar yılı yediğimiz, içtiğimiz ayrı gitmezdi, yakın tanırım.
Başkan Ali Tanrıyar iken, Jupp Derwall’i Galatasaray’a getiren ve sadece takımının değil, Türk futbolunun kaderini değiştiren adam Alp’ti işte. O Alp’e sordu Orhan..
“Burak Elmas-Fatih Terim olayını nasıl yorumluyorsunuz?.”
Alp cevap verdi..
“Fatih Terim gibi bir Galatasaray efsanesi!. O şekilde gönderilmemeliydi..”
..Ve Orhan gibi bir gazeteci, “Peki, nasıl gönderilmeli ya da ne yapılmalıydı?. Siz başkan olsanız, ne yapardınız” demedi. Konuyu değiştirdi ve yazıklar etti..
Ötesini kendimi zorlayarak izledim.. Çünkü Orhan’ın amacı konuğunu konuşturmak değil, kendi konuşmak, muhatabına da sadece onay anlamına kafa sallatmaktı. İnanamadım.. Böylesi bir gazetecinin bunu yapmasına inanamadım.
Amacın konuşmaksa, TRT karşına birini koysun.. O sorsun, sen söyle.. Ama program senin talk şovun ise o zaman konuşturacaksın..
Alp sana “Böyle olmamalıydı” diye en büyük pası vermişken, sırf içindekileri söylemek için konuyu değiştirmek ne oluyor, Orhan?.
O program ki, cumartesi sabahı 9’da yayınlandı, pazar gazetelerinin manşeti olurdu.. Tek satır haber olmadı..
“Peki nasıl olmalıydı?. Sen olsan nasıl yapardın?” (Alp’le benim gibi senli benli konuşuyordu) sorusunu sormadığı için..
Şimdi burada, Burak’ın listesinden seçilmiş ve Galatasaray Haysiyet Divanı Başkanı olmuş Alp Yalman’a ben soruyorum?.
Peki nasıl olmalıydı?. Sen olsan nasıl yapardın?.
Bak Sevgili Alp,
Burak Elmas başkan seçilir seçilmez, daha mazbatasını da almamış ve göreve yasal olarak başlamamışken, ölüm döşeğindeki Mustafa Cengiz Başkan’a “Galatasaray düşmanı” diyecek kadar gözü dönmüş ve de sözleşmesi bitmiş “Eski” Teknik Direktörü hemen Florya’ya takımın başına göndermedi mi?. Hemen idmana çıkarmadı mı?. Ertesi gün mazbatasını alır almaz, ilk yaptığı iş de, Fatih Terim’le 3 yıllık yeni sözleşmeyi, hem de yüzde 100 zamla imzalamak olmadı mı?.
Peki o nasıl olmalıydı?.
“O da öyle olmamalıydı” der misin?. Diyebilir misin?. Yoksa sen de ortamımızdaki Fatih tayfalarından mısın?. Fatih konusunda, hele de “eleştirel” ağzını açamaz, ama iş onu savunmaya gelince, mangalda kül bırakmaz mısın?.
Konuş Alp!. Fatih’in Galatasaray’da müthiş bir geçmişi var.. Ama senin daha da büyük var..
Fatih 2000’de UEFA Kupası’nı kaldırdı ise yolu sen açtın..
Şenol Güneş, 2002’de korkaklığı yüzünden şampiyonluğu kaçırıp üçüncülüğe razı olduysa, o Şenol’un kullanamadığı şampiyonluk yolunu da açan sensin!.
Derwall devrimi ile başladı her şey!. O Derwall önce Galatasaray, sonra Milli Takım yarattı ve arkasında bir Mustafa Denizli bıraktı.
Ardından Piontek gibi bir başka devin gelmesini sağlayan kapıyı “Büyük düşün, büyük oyna” kapısını açtı.
Piontek devrimin ikinci adımını atıp giderken o da arkasında Fatih Terim’i bıraktı.
Mustafa, Derwall’in yanına geldiğinde, futbolu yeni bırakmıştı ve Galatasaray genç takım hocasıydı. Derwall gidince Milli Takım Hocası oldu.
Fatih, Piontek’in yanına geldiğinde, iki İkinci Lig kulübünde kısa devre ilk hocalık denemelerini yapmış, “Teknik Direktörlük” pasaportu bomboş bir adamdı. Piontek gidince Milli Takım Hocası oldu.
Ama tüm kariyerlerini Derwall ve Piontek’e borçlu olan Denizli ve Terim arkalarında bir, tek bir isim bırakmamaya özellikle özen gösterdiler..
Neyse?.
Sorum duruyor Alp!.
Sen olsan ne yapardın?.
Hiç düşündün mü, daha başkanlık mazbatasını almadan, sözleşmesi bile olmayan Fatih’i Florya’ya takımın başına “yangından mal kaçırır” gibi gönderen, mazbatasını alır almaz da, ilk olarak ayni Fatih’le bir de yüzde 100 zamlı sözleşme imzalayan Burak Elmas, niye acaba, niye tükürdüğünü hem de böyle yalayarak ayni Fatih Terim’i apar topar göndermek zorunda kaldı?.
Bunun sebebi Orhan Ayhan’ın dediği, ama senin kabul etmediğin “yenilgiler” değil herhalde..
Fatih’in Galatasaray’ı nasıl bir enkaza çevirdiğini de Başkan olunca ancak ve 3 günde anlamadı herhalde?.
O zaman neden, yangından mal kaçırır gibi getirdiği Terim’i, bu defa apar topar gönderme gereği duydu?.
Neden Alp, neden?.
Her adımını ayrı yaşadığı gençlik günlerinde (1995-99), hele de o 1999-2000 sezonunda, adeta taptığı Fatih Terim’i korumak için olmasın sakın..
Galatasaray’ı enkaza çeviren adam, o koskoca Efsane Fatih, kopacak kıyametin içinde kendisi de enkaza dönmesin, diye olabilir mi acaba?.
Bu hiç aklına geldi mi Alp?.
Yönetiminin hem de “Haysiyet” adını taşıyan bölümünün başında bulunduğun başkanını itham ettin.. “Böyle olmamalıydı” dedin.
Orhan “Neden?” demedi. “Sen ne yapardın?” da demedi. Konuyu değiştirdi.
Hayır o konu değişmez Alp!.
Şimdi ben soruyorum..
Neden?. Nerde yanlış yaptı Burak?. Sen olsan ne yapardın?.
Susacaksın biliyorum, ama susamazsın Alp!.
Su-sa-maz-sın?.

Önceki İçerikTorrent: Hiçbir teknik adam Tanrı değildir. İyi bir ekibi olmalı ve oyuncuları ikna etmeli…
Sonraki İçerikbeIN Sports çalışanlarından Digiturk ve Katarlı yönetime zam protestosu

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz