Kadıköy’e bayram gelmiş!..

Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi ön eleme maçı için Şükrü Saracoğlu’ndaydı… Biz de hazırlık maçlarında çok emin olamadığımız Fenerbahçe’nin, yeni halini tribünlerden canlı canlı izleyelim dedik.
Gazeteden birkaç arkadaş, önce arabayla mı gitsek, denizden mi tartışmalarının ardından, deniz yolunu tercih ettik. Bu tercihte köprü ve Kadıköy trafiğini göz önünde bulundurmamız etkili oldu…
Balmumcu’dan aşağı saldık kendimizi!.. Beşiktaş her zamanki gibi kalabalık, bunun üzerine akşam iş çıkışına da denk gelince kaldırımda yürümek bile zor oldu. Kadıköy vapur iskelesine geldiğimizde 18:45 vapurunu saniyelerle kaçırdık. Turnikeler girişindeyken kapılar kapanıyordu o derece yaklaşmıştık vapura, ama kısmet 19:15 vapuruna binmekmiş!..
Yarım saatlik Beşiktaş Kadıköy iskelesinde beklemenin ardından nihayet vapur yolculuğu başladı. Oldum olası Kadıköy’deki maçlara vapurla gitmeye bayılmışımdır. Yine keyifli bir vapur yolculuğundan sonra Kadıköy iskelesindeydik…
Kalabalığın arasında akarak yaklaşık 15 dakikalık bir yürüyüşten sonra nihayet stadın önüne geldik. Daha maçın başlamasına 1 saat vardı ama ben de dahil ekipteki herkes bir an önce stada girerek içerideki ambiansı seyretme arzusu içerisindeydik.
Saat 20:25 gibi basın tribünündeki yerimi aldım. Taraftarlar sırasıyla futbolcuları tribünlere çağırıyor onlar da hiçbir çağrıyı karşılıksız bırakmayarak “oley… oley… oley…” tezahüratlarına karşılık veriyorlardı.
Saat 21:00 olmuştu ve iki takım da maça başlamak için sahadaki yerlerini almışlardı. Tribünlerde inanılmaz gürültü vardı. Uzun zamandır Fenerbahçe tribünlerini bu kadar iştahlı ve keyifli görmemiştim. Maç boyunca bir dakika bile susmadılar. Sahada baskılı bir futbol oynanmasına rağmen taraftar maç boyu destek verdi takımına…
Gecenin en ilginç anı ise Vitor Pereira’nın Van Persie’yi oyuna çağırmak için elini kaldırdığında bütün tribünlerin hep bir ağızdan sevinç çığlıkları atmasıydı. Taraftarlar Persie’nin oyuna girmesini o kadar sabırsızlıkla bekliyor olmalı ki, Pereira elini kaldırdığında oyuncudan önce refleks göstererek büyük bir sevinç çığlığı attılar stadyumda…

Hasan Ali Kaldırım gözümde büyüdü…
Gecenin en büyük şoku kuşkusuz Gökhan Gönül’ün sakatlanması ve yerine o mevkide sürpriz bir şekilde Hasan Ali Kaldırım’ın oynamasıydı. Hasan Ali Kaldırım’ın böylesine önemli bir maçta sağ bek mevkiinde oynamak için sahaya çıkmasına büyük saygı duydum. Hasan Ali tam bir solak. Sağ ayağını sadece yürümek için kullanıyor. Maç boyunca karşısına gelen rakip oyuncular karşısında çok zor anlar yaşadı. İyi niyetli ve mücadeleci futbolu için kendisini kutluyorum. Eğer onun bir hatasından gol yenseydi bu kendisi için ciddi sıkıntılar doğururdu…
Pereira maça mecbur kaldığı Hasan Ali değişikliği dışında beklenen bir kadro ile sahaya çıktı. İlk yarıda Nani’nin yaptığı ortaya, Fernandao’nun ön direkte sürpriz vuruşu dışında atağı yoktu. Bunun karşısında iki net pozisyon verdi rakibine. Bu pozisyonların gol olmasına birinde şans, diğerinde Volkan Demirel müthiş refleksiyle engel olabildi. Fenerbahçe devre arasını iyi değerlendirmiş olacak ki, ikinci yarıya hızlı başladı, daha istekli ve daha arzuluydu. Pozisyonlarda buldu ama gol atmayı başaramadı.

Gol yeyemek büyük avantaj
Fenerbahçe’nin maçı evinde gol yemeden tamamlaması büyük avantaj. Gol yememek için sürekli tedirgin bir şekilde oynadı ve bu durum sahadaki futbollarını olumsuz etkiledi. Şimdi Lviv’de ikinci maç var ve bu sefer Shakhtar Donetsk’li oyuncular aynı tedirginliği yaşayacak. Ukrayna takımı sarı lacivertlilerin her golüne, bir fazlası ile cevap vermek zorunda kalacak.
Ben Fenerbahçe’nin daha rahat oynayacağı bir maçta gol bulabileceğinden eminim. Ama gol yer mi onu tahmin edemiyorum… Umarım attıkları ve yedikleri Fenerbahçe’nin turu geçmesine yeterli olur…

Önceki İçerikShakhtar- Fenerbahçe rövanş maçını Lig TV yayınlayacak…
Sonraki İçerikKuddusi Müftüoğlu: Hakemlikte hem gençliği hem de tecrübeyi arıyoruz! Genç hakemleri bulmak için scout ekibi kuracağız!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz