Şarkıcı Dila Kalafatoğlu, Radyospor’da yayınlanan Sporun Notaları programında Emrah Karalinç’in konuğu oldu. Müzik kariyeri hakkında dikkat çeken ifadeler kullanan Dila, Galatasaray taraftarı olduğunu açıkladı. Sporun ve müziğin birleştiği Sporun Notaları’nda hem spor hem de müzikle ilgili görüşlerini dile getiren Dila’nındeğerlendirmeleri şu şekilde;

İşim gereği sporu çok derinlemesine takip edemiyorum. Ama Galatasaraylıyım. Ligdeki durumunu takip etmeye çalışıyorum. Galatasaraylı oluşum babadan geliyor. Bu zaten genetik bir kodlama gibi. Galatasaray’ı seviyorum. Tüm maçlarını kazansın istiyorum.

Feghouli’yi beğeniyorum. Muslera’yı da beğeniyorum ama o artık bizden biri oldu. Belhanda’yı da beğeniyorum. Lig zorlu geçiyor.

Arkadaşlarım şampiyonlukla ilgili sürekli bir matematik hesabı yapıyor. Başakşehir’in de az maçı kaldı. Yarışı heyecanla takip ediyorum.

Galatasaray’ın ilk 11’ini soranlara elbette söyleyebilirim. İnsanlar tabi ki takım tutabiliyor. Kadınlar sporun içinde olmalı mı? Elbette olmalı. Burcu Esmersoy örneği var. Gayet güzel işini yapıyor.

Taraftarlık, şubat ayında Akhisarspor maçına gitmek ve o soğukta takımını canı gönülden desteklemektir. O maça gittim. Taraftarlık tabi ki sadece kulübe üye olmak demek değildir. Kavga-dövüş de değildir. Gittiğim maçlarda her şey güzel geçti. Kavga, dövüş hoşuma gitmiyor. Erkekler stres atmaya gidiyor. Doğru ama küfürleri duymamaya çalışıyorum.

Ülkemizde küfür ve deşarj aynı parametre içinde kullanılıyor. Bu doğru değil. Küfür etmemeyi aileden öğrenmek lazım. Maalesef tribünlerde babasının annesinin yanında küfrü öğrenen çocuklar. Aile de çok önemli.

Spor programlarında futbolun çok fazla konuşulmadığı programlar var. İşin magazin yönüyle inceleyenler var. Ama çok iyi bir şekilde futbol konuşulan programları da görüyoruz. Tercih meselesi. Sporun 3 saat yorumlanmasını garipsemiyorum.

Çok talihsiz bir soyadım var. Kırmızı Halı şarkısıyla dinleyicilerin karşısına çıktım. İkinci şarkım ise Bi Kalp şarkısı. 6-7 senedir profesyonel olarak şarkıcılığa devam ediyorum. Konserlerimiz oluyor. Özel gecelere gidiyorum. Münih’te Türk gecesi yaptık. Müziği bir iş olarak görmüyorum. Müzik hayatın kendisi.

Korno çalıyorum. Konservatuvara çocuğunu gönderenler bilir. Fiziksel yapına göre enstrüman veriyorlar. Benim de korno çalacağımı düşündüler. O zaman küçüktüm tabi. Anneme söylediğimde şaşırmıştı. Bakır üflemeli klasik müzik enstrümanıdır. Pop müzikte çok fazla kullandığımız bir enstrüman değil.

Bi Kalp benim dönemecim oldu diyebilirim. Ulusal ve yerel radyolardan çok iyi yorumlar geliyor. Benim için ölçümlemek sosyal medyadan geri dönüşlerdir. Radyolar çalıyor. Dinleyiciler beni etiketleyip şarkıyı paylaşınca elbette hoşuma gidiyor. 6-7 şarkıya bakıyordum. Bülent Seyhan ile çalışıyoruz. Sanata çok değer veriyor. Ne yapalım diye düşünüyorduk. En son Bi Kalp şarkısı çıktı ortaya. Bir oturdum, çalıştım. Üstüne demoyu yaptık ve bu şarkıya karar verdik. Diğer seçenekleri sildik. İyi ki bu kararı vermişiz diyorum.

Müziğin içinde yer almasaydım ne olurdu? Çocukluğum çok enteresandı. Astronot olmak istemiştim bir dönem. Ama sonrasında şarkıcı olmak istedim. Şarkıcı olmayı hep hayal ettim ve bu hayalimi gerçekleştirdim. Konservatuvar okudum. Akademik bir eğitim aldığın için pratik yapmanı istemiyorlar gibi bir durum oluyor. Konservatuvar okuyorken bir barda çalışamazsın. Bu bir kısıtlama gibi geliyor bana. Sahada çalışmanın başka bir keyfi var.

Şarkıcılığa yarışmalarla başladım. Okulumuzun sahibi, televizyonda klibimi görünce bana mesaj attı. Star Akademi programı elbette kariyerimde öğrendiğim şeyler var. Atilla Özdemiroğlu’ndan öğrendiğim şeyi hiç kimseden öğrenmemişimdir. Çok önemli bir insandı. Kapı sesinin bile notasını bulabilen, analiz eden biriydi. Atilla Özdemiroğlu çok önemliydi. Benim için de dönemeç oldu. Vokalistliğe başlamak da güzel oldu tabi ki.

Kırmızı Halı şarkımı eski erkek arkadaşıma yazmıştım. Halı firmalarından teklifler aldım. Öyle bir küçük çalışmamız oldu. Güzel de yerlere ulaştı diye düşünüyorum. Bi Kalp şarkıma olan tepkiler çok güzel. Ekip çalışmamız birkaç ay sürdü. Yazdıktan sonra şarkı olmalı dedik ve yaptık. Aranjesini de Metehan Köseoğlu yaptı.  Şarkı sözlerini kendim yazıyorum. Daha geçen gün bir arkadaşımıza gittik. 50 bin TL fiyat istedi. Ben de oturup kendim yazmayı tercih ettim. Sadece para vermemek için değil, kalemime ve beste yapabiliyor olmama güveniyorum.