Fanatik gazetesi yazarı Hamit Turhan, Lucescu’nun Milli Takım kadro tercihini değerlendirdi.

Normal bir ülkede milli takımlara oyuncu seçilirken çeşitli parametrelere bakılır. Oyuncunun formu, sağlık durumu, devamlılığı, kondisyonu vs. Bizde ise süreç farklı işler. Oyuncunun oynadığı takım -ki genellikle büyük takım oyuncuları tercih edilir- çalıştığı menaceri, şöhreti, milli takım kurmaylarına ya da federasyon yönetimine yakınlığı, siyasi ilişkileri ve bizim aklımızın ermediği bir takım güç odakları tarafından korunup kollanması, Ay-Yıldızlı formayı giymek için geçerli kriterlerdir. Ve bu yeni bir şey değildir. Geçmişten günümüze kadar gelen bir gelenektir! Arda Turan olayını da bu bağlamda ele almakta fayda var.

Dünyanın hiç bir medeni ülkesinde bir futbolcu, Arda Turan’ın karıştığı olaya benzer bir olaya karışıp da tekrar milli takım formasına layık görülmez. En azından hatırı sayılı bir süre ceza alır. Bizde bırakın Arda’nın ceza almasını ayağına milli takım hocasını yolladık, doğru dürüst tek bir özel-resmi maç oynamadan yeniden kadroya çağırdık. Üstelik kendi cezasını kendi kesip milli takımı bıraktığı halde! Üstelik yaptığı eylemin karşılığında tek bir özür dilemediği halde!

KENDİNİ DAHA FAZLA DÖVDÜRME

Ayıp olmuyor mu bileğinin hakkıyla milli takımı hak edip kadroya alınan-alınmayan diğer oyunculara? Ayıp olmuyor mu spor basının duayen ismi Bilal Meşe’ye ve onun diğer meslektaşlarına? Ayıp olmuyor mu Türkiye’ye? Elbette oluyor. Ama takan kim! Belli ki, bu ülkede artık gücü gücüne yetene! Benim Bilal abiye bir çağrım olacak. Gereğini yap Bilal abi! Kendini daha fazla dövdürme! Bizleri de daha fazla üzme!..

Önceki İçerik“Galatasaray Çin Ordusu gibi. Bu kadroyu Türkiye’de sadece iki takım durdurabilir!”
Sonraki İçerikErkek Voleybol Takımı’nın maçları S Sports’ta

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz