GELECEĞİN BEŞİKTAŞ’INI KURUYORUZ

U-12 MİNİKLER LİGİ’NDE BEŞİKTAŞ, 166 GOL ATIP SADECE 3 GOL YİYEREK LİGİ NAMAĞLUP ŞAMPİYON TAMAMLADI. BU BAŞARININ SIRRINI, BEŞİKTAŞ ALTYAPISINI, TÜRKİYE’DE ALTYAPI VE EĞİTİM SORUNUNU, BAŞARININ MİMARLARINDAN BEŞİKTAŞ U-12 TAKIMININ ANTRENÖRÜ SEMİH SEZERLİ’YLE KONUŞTUK…

11820628_915149451855013_349660450_n

BİZDE BAŞARI UNSURU BEŞİKTAŞLILIK DURUŞUNU EN İYİ ŞEKİLDE GÖSTERMEKTİR
Bu başarı birden olan bir şey değil, bu çok uzun bir maraton çünkü 2014 Ağustos ayında 11 yaş grubunun teknik sorumluluğu bana verildi. Bu 2004 takımıyla U-11 iken başladık. Bu süreçten sonra il dışında ve yurtdışında zorluk derecesi yüksek turnuvalara katıldık. Bu turnuvalarda çok güzel başarılar elde ettik. Biz bu yaş grubuna şöyle bakıyoruz; Ülke sınırları içerisinde oynadığımız maçlar bizi ne kadar geliştiriyor? Maalesef buradaki maçlar bizi çok geliştirmiyor ama yurtdışında gittiğimiz bir müsabaka bizi çok geliştiriyor. Çocukların buradan uçağa binmesi, pasaport kontrolünden geçmeleri bile onlara heyecan veriyor. Bununla beraber farklı bir ülkeye gitmek, farklı kültürler görmek, farklı bir dil öğrenmek ve farklı bir yemek kültürü görmek onları geliştiriyor. Bu şekilde kendilerini kıyas etme imkanı buluyorlar. Biz de aynı şekilde çocuklarımızı kıyaslama imkanı buluyoruz. Aynı zamanda benim de gelişimime çok katkı sağlıyor. Çocukların bu kadar çok müsabaka oynaması, 4-5 kere yurt dışına çıkmaları, Beşiktaş forması giyiyor olmaları, Beşiktaş kulübünün resmi bir sporcusu olmaları çocukları ekstradan geliştiren bir şey. Bu çocuklar hiçbir şey yapmasalar da sırf Beşiktaş formasını giydikleri ve o formanın ağırlığını hissedip maça çıkmaları bile geliştirici ve aynı zamanda kazanma hırsını getiren bir unsur. Geçen sene U-11 Ligi’nde de namağlup şampiyon olmuştuk . Bu sene de 166 gol atıp sadece 3 gol yedik bu çok çarpıcı bir sonuç ama bu bizim mükemmel bir takım olduğumuz anlamına gelmiyor. Bizim için önemli olan çok maç oynamış olmamız. Bizde en önemli başarı unsuru Beşiktaşlılık duruşunu saha içinde ve saha dışında en güzel şekilde göstermektir.

fft104mm3250236

ÇOCUKLARIMIZI BİR MAÇA VEYA TURNUVAYA ENDEKSLEYİP BASKI ALTINA ALMAK İSTEMİYORUZ
Müsabakalara hazırlanırken 11-12 yaş grubuna ait bir müfredat programımız var ve çalışmalarımıza bu programına uyarak devam ediyoruz.. Çocuklarımızı bir maça veya turnuvaya endeksleyip baskı altına almak istemiyoruz. Şu an konuştuğumuz yaş grubu performansa endeksli bir yaş grubu değil. Futbolcu aday adayı bile değiller. Bunlar çocuk, oyun oynuyorlar, oyun oynarken eğleniyorlar ve eğitim alıyorlar. Ama bunun yanında da kazanma unsurunuda öğreniyorlar tabii ki.

GELECEĞİN BEŞİKTAŞ TAKIMI BURADA OLUŞUYOR
Çok özel ve çok yetenekli oyunculara sahibiz. Bu oyuncuları sadece İstanbul’dan değil Türkiye’nin birçok yerinden getiriyoruz. “80 ilde 80 Scout Projemiz’’ var. Bu projeyle Türkiye’nin her yerinden oyuncu getiriyoruz. Mesela geçen hafta Muş’tan transfer yaptık. Antalya’da turnuvada oyuncuyu çok beğendik. Bir telefonla gönüllü antrenörümüze ulaştık ve daha sonra ailesine ulaşarak çocuğu İstanbul’a getirdik. Çocuğun bütün hayatı değişti. Bu çocukların ilerleyen zamanlarda kendilerini yetiştirip geleceğin Beşiktaş takımını oluşturacaklarına inanıyorum.

BAŞKANIMIZ VE TARAFTARIMIZ HER ZAMAN YANIMIZDALAR
Taraftarımızın Türkiye’de tek, dünyada sayılı taraftarlardan biri olduğunu düşünüyorum. Taraftarlarımız bizi sosyal medya üzerinden destekliyorlar. Paylaşımlarıyla bizlere destek sağlıyorlar ve biz de bu şekilde başarılarımızı duyuruyoruz. Sayın başkanımız Fikret Orman’ın bize inanılmaz bir desteği var. Biz başkanımızın desteği olduğu için bu kadar çok başarılıyız.

UYUM KONUSUNDA EN ÖNEMLİ ŞEY; AİLE, ÇOCUK VE ANTRENÖRDÜR
Uyum konusunda en önemli şey aile, çocuk ve antrenör iletişim üçgenidir. Bu üçgeni iyi oluşturabilirsek başarı kendiliğinden geliyor zaten. Sahada biz bir takımız. Bir de yukarıda aileler var tribünde. Şu an aileler inanılmaz derecede bir takım oldular. Geçen gün çocuklar antrenman yaptılar ve aileleride maçı tribünden izlemişler. Maçları bitmiş beni çağırdılar ‘’Hocam gelin sucuk ekmek partisi yapıyoruz’’ diyerek. Aileler tribünde takım olduklarında bu çocuklara yansıyor ve başarı geliyor ve şu durum ortaya çıkıyor: Aileler huzurlu çocuklar huzurlu. Böyle sağlıklı bir ortam olunca bu durum çocuğun maçtaki performansınada olumlu yansıyor.

ÇOCUKLARIMIZI SOSYAL ANLAMDA GELİŞTİRMEK İÇİN PROJELER ÜRETİYORUZ
Ülkemizde henüz tam olarak spor kültürü sağlam temellere oturmuş durumda değil. Yurt dışında eğitim alan Türk çocuklarının çalışma koşulları buradaki koşullarla aynı değil. Sistemleri daha farklı. Burada en önemli faktör çocukların sosyal gelişimi ve çocuğun içinden geldiği sosyo-kültürel yapı. Bu noktada devreye biz giriyoruz. Çocuklarımızı sadece futbol anlamında değil sosyal anlamda da geliştirmek için projeler üretiyoruz. Mesela, bir sporcu ailesi nasıl olmalı ve nasıl davranması gerektiğinin eğitimlerini veriyoruz. Spor psikoloğumuzun desteğiyle bire bir görüşmeler yapıp toplu eğitimler veriyoruz.

EĞİTİM VE FUTBOL İKİSİ BİR ARADA YÜRÜR
Bizim ülkemizde futbolla ilgili söylenen diğer bir klişe ise eğitim ve futbol bir arada yürümez tezidir. Ama bence ikisi bir arada yürür. Aile yapısı, ailenin isteği ve çocuğun isteği çok önemlidir. Ama bu durumu eğitim sistemimizin desteklemesi ve bazı kolaylıklar sağlaması gerekiyor.

OYUNCULARI HER ZAMAN DESTEKLEYEN KULÜP VE TARAFTAR KÜLTÜRÜNE SAHİBİZ
Bizim ülkemizde kulüp kültürünün en sağlam olduğu yer Beşiktaş’tır. Beşiktaşlılık duruşu diye bir simge var. Hakkı Yeten’ler, Süleyman Seba’lar gibi önemli idollerimiz vardır. Biz bu konuda çok şanslıyız. Yürütülmesi gereken en önemli süreç alt yapıdan A takıma geçiş sürecidir. Biz alt yapı antrenörleri olarak oyuncunun gelişiminde en ağır işçiliği yapıyoruz. Ama en sihirli dokunuşu yapan profesyonel takım teknik direktörleridir. Avrupadaki futbol kültürü genç oyuncuların profesyonel takımda erken yaşta forma şansı bulmasına izin veriyor. Ülkemizde ise bu konuyla ilgili hala katetmemiz gereken mesafe olduğunu düşünüyorum. Ancak bu noktada en büyük avantajımız genç oyuncuları her zaman destekleyen bir kulüp ve taraftar kültürüne sahip olmamızdır. (Fitbol Dergisi)

Önceki İçerikAtletizmde bir kötü haber! Gamze de…
Sonraki İçerikRıdvan Dilmen, izlediği en iyi 11’i yazdı…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz