Galya’daki final:

Fransa- Portekiz

Tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonası’na katılan İzlanda çeyrek final, Galler yarı final oynadı. Peki Hollanda, Yunanistan, Danimarka dışında Avrupa’daki tüm önemli futbol ülkelerinin katıldığı bu genişletilmiş kupada, ‘zayıf’ ülkelerin başarısını nasıl yorumlamak lazım? Avrupa’nın ekol ülkelerinin çözülmesi mi? Yoksa gelişen antrenman tekniklerinin takımlar arasındaki mesafeyi kapatması mı?

Endüstriyel futbolun ülkelerinde ligler, milli takımlarının en büyük rakipleri. Uzun ve çetin mücadelelerden gelen ‘büyük’ takım oyuncuları için bu ekstralar gerçek bir motivasyon kaynağı olmaktan uzaklaşmaya başladı.

Küçük takım (ya da iddiasız mı demek lazım) oyuncularının turnuvayı daha iyi bir sözleşme seçeneği olarak görmesi ise itici bir motivasyon. Ve tabii beklentiden kaynaklanan stresi yaşamıyor olmaları…

Finale ilk çıkan ekip olan Portekiz, yıllardır çok şey beklenen ancak yol alamayan bir kadroydu. Ronaldo ve Nani’nin ‘yıldız performansı’ Portekiz’i bu kez finale taşıdı. Galler maçı için bir şey söyleyemeyiz ama Quaresma’nın sonradan oyuna girerek verdiği katkıyı da yok sayamayız. Bir genelleme yapmak gerekirse Portekiz yıldız farkı ile finale kadar geldi diyebiliriz.

s-13e894c1467a353e7ff37de7ad9b93d8d1c61456

Fransa’ya baktığımızda ise takım futbolunun ön planda olduğunu görüyoruz. Turnuvanın fizik-kondisyon olarak Almanya ile birlikte en güçlü takımı olan Fransa; Payet, Pogba, Griezmann ile de üzerine koyarak finale kapağı attı. Takım futbolu dedik ama özellikle Griezmann’ın yıldız performansını da unutmamak gerekiyor. Ki Atletico- Galatasaray maçlarından dolayı Griezmann’ın neler yapabileceğini yakından da görmüştük. Madrid ve İstanbul’da 2-0 biten maçların 4 golünde de onun imzası vardı. Atletico’nun Şampiyonlar Ligi’ndeki final yolculuğunda da en önemli aktör oydu. Alman soyadlı bu Fransız, fiziksel güç ve takım uyumu konusunda iyi olan takımın yıldız ihtiyacını da gidermiş oldu.

FRANSA’NIN ‘FRANSIZLARI’

Bu arada Fransa’nın ulusal takım düzeyindeki başarılarına baktığımızda ilginç bir ayrıntı da göze çarpıyor. 1984’deki Avrupa şampiyonluğunda Platini’nin imzası vardı ve İtalyan kökenli yıldız rüşvet skandalı patlayana kadar bir dönem Avrupa futbolunun patronu da oldu.


2FCBE1F900000578-0-image-a-71_14519436845761998 Dünya Kupası ve 2000 Avrupa Şampiyonası’nın muzaffer ekibinin yıldızı ise Cezayir göçmeni Berberi asıllı Zinedine Zidane’dı.

Ve şimdi de Fransızların ulusal kahramanı, Fransa’nın Alman bölgesi Alsace’lı bir babanın oğlu olan Antoine Griezmann.

Fransızlar ten rengi ne olursa olsun farklı milliyetlerden gelen insanları ‘millileştirme’de çok başarılı. Ki Almanlara bile bu konuda örnek oldular.

Bülent Eken’in bir yazısını okumuştum. Daha sonra bizzat kendisinden de dinlemiştim. 1966 Dünya Kupası futboldaki oyun anlayışını kökünden değiştiren bir organizasyon olmuş. Daha önceki yıllarda uygulanan 2-4-4, 2-3-5 gibi oyun sistemleri İngiltere’de 4-4-2’ye dönüverdi. Bir de 1986 Dünya Kupası’nda 3-5-2 ile devrim yapan Piontek’in Danimarka’sı vardı. Euro 2016, 1966 ve 1986 gibi futbola sistemsel anlamda yenilik getiren bir turnuva olmadı. Bu kendini tekrarlayan futbol anlayışları da ister istemez bazı futbolseverlerde ekşi bir tat bıraktı.

platini_798071cKELTLERİN FİNALİ

Genel Yayın Yönetmenimiz İbrahim Kiras geçenlerde Galatasaray’ın Galata’sı üzerinden isimlerin tarihsel köklerine bir yolculuk yaptı ve Ankaragücü, Celtic, Celta Vigo’yu kardeş çocukları çıkardı! Avrupa Uluslar Kupası’nda final için de benzer bir tarihsel yolculuk yapılabilir aslında. Yarı finale kalan 4 ülkenin 3’ü (Galler, Portekiz, Fransa) ortak tarihi geçmişe sahip. Finale kalan iki ülke ise Kelt kökleri ile Latin geçmişinin ötesinden de birbirlerine bağlanmış durumda.

Galyalı, Galat da denen Keltler bir dönem Avrupa’nın en önemli halkıydı. Gittiklere yere kültürleri ile birlikte isimlerini de götürdüler. Anadolu’ya 3 kabile (Biri Germen kabilesi) olarak gelen ve Galatlar denen toplum, bugün başkentimiz olan Ankara’yı kurdular, Galata, Gelbolu gibi isimleri de miras bıraktılar.

Avrupa’da ise daha geniş bir alanda hüküm sürdüler. Jül Sezar fethedene ve Romalılar tarafından asimile edilene kadar Fransa, Galya idi. Bugün Fransa’da Bretonlar, Britanya’da İskoçlar, Galliler, İrlandalılar olarak varlıklarını sürdürüyorlar.

Bu arada Portekiz kelimesinin İngilizce yazılımı olan Portugal’ın anlamı Gal Limanı’dır. Keltlerin bir dönem bu bölgenin hakimi olduklarını bize hatırlatır.

Yani tarihsel olarak ortak geçmişe sahip iki ülkenin randevusu da olacak yarınki final.

 

BÜLENT TUNCAY- karar

Önceki İçerikŞike şakası Fenerbahçelileri kızdırdı, ortalık karıştı…
Sonraki İçerikArda Turan için flaş iddia! Fenerbahçe’ye mi geliyor?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz