Hürriyet gazetesi Beşiktaş muhabiri İsmail Er ilginç bir yazı kaleme aldı. Er, Beşiktaş ile Japon medya devi arasındaki anlaşma üzerinden Türk medyası eleştirisi yaptı. İşte Er’in sosyal medya hesabındanyaptığı paylaşım:

Genel Yayın Yönetmenleri utanmalı

Bu kurum günde 10 milyon gazete satıyor

“İnsanı sessiz kalmaya zorlayan acı, onu bağırmaya zorlayan acıdan çok daha ağırdır.” demiş. Füruğ Ferruhzad

Bundan böyle gazeteciler yüreklerindekilerini yazmalı, bağırmalı ki, Türkiye’de medyanın bitişini sonlandıranlara karşı tek yürek olsunlar.

Japonya dünyanın en ileri teknolojisine sahip ama günde toplam gazete satışı 90 milyon. Türkiye’de ise toplam gazete satışı 3 milyon ama yarısı bedavaya veriliyor!
Neden türkiye’de gazetede okunmuyor diye soranlara tokat gibi yanıtı Japon’ya daki medya kurumları veriyor. 100 milyon nüfusluk ülkede 90 milyon gazete satılıyor.
Çünkü gazetecilik yapılıyor.
Orada damatlarına makam koltuk verilmiyor.
Orada Genel Yayın Yönetmeninin yakın arkadaşına, köşe, bölge sorumluluğu, TV yorumculuğu vs koltuklar verilmiyor
Orada haberi ilk ağızdan alıp sayfaya koyuyorlar.
Orada çok çalışan habercilik yapanlar makam mevki sahibi oluyorlar.
Orada Avukat, Öğretim görevlisi, İş adamına köşe verilmiyor
Orada Gazeteyi baştan aşağıya muhabir, foto muhabir, editörlükten gelenler Genel yayın Yönetmeni oluyorlar.
İşte bu nedenle hem gazeteyi okutuyorlar hem de kurumlarından hak ettikleri ücreti alıyorlar.

JAPONLAR HAYRAN KALDI
İşte bunlarda gazeteci: Digital medyaya rağmen günde 10 milyon satıyorlar. Mainichi-Sponichi Digital Proje’nin önemli isimleri Takeo Iwasawa, Atsushi Narita, Hiroyuki Tsuruta, Beşiktaş ile digital ortamda beraber büyük hedefler belirliyorlar. Türkiye’de gazeteleri yöneten Genel Yayın Yönetmenleri bu gazetecileri görüp ibret almalı. Japon meslektaşlar ile toplantı sonrasında sohbet ettik. Neden Türkiye’De tirajlar düşük diye sordular. Tek kelime ile özetledim. Türkiye’de gazeteleri yönetenlerin başında gazetecilikten gelme insanlar çalıştırılmıyor. Hepsi tepeden inme dedim. Güldüler. Ne acı değil mi!
O anlı şanlı PR ile çalışan Genel Yayın Yönetmenleri çalıştıkları kurumları nasıl batırdıklarını bir düşünsünler.
Dünyanın digital zirvesi japonyada gazeteler hemde milyonlarca satılıyor. Bizde neden düştü diye empati yapsınlar. Hoş o genel Yayın Yönetmenlerinde suç değil ki, Ankara’da hükümet ile aralarını bulacak gazeteciliğ ibilmeyen isimleri kurumlarının başına getirenlerde buç. Size en kolay örnek Aydın Doğan ve kızları…

Önceki İçerikGüven Göktaş’tan TRT’ye sitem: Sunuculardan biri de bendim!
Sonraki İçerikBeşiktaş, Medel’i kaybettiği maçta Pepe ve Babel’le kazandı. Bülent Tuncay Beşiktaş- Yeni Malatya maçını yazdı: Portekiz anahtarı…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz