TFF, sezonu 12 Haziran’da kaldığı yerden başlatma kararı aldı. Bülent Tuncay bu kararı Karar için yorumladı:


Nihat Özdemir’in ateşle sınavı

 

Spor ve futbol bir çıkış yolu arıyor. Çarkların dönmesi, sistemin tekrar çalışması için formüller üretmeye uğraşıyor ama bu hiç de kolay olmuyor. Aslında kolay, hepi topu bir kelimeye bakıyor… ‘Başlıyoruz’ demek yetiyor… Ama o bir kelimenin sorumluluğu dünyanın tüm yükünü taşıyacak kadar ağır olunca kimse o bir kelimeyi söylemeye cesaret edemiyor.

Türkiye’de şu sıra yaşanan da, tam da bu. Kovid-19 krizinin ilk gününden bu yana sergilediği performans ve kararlılıkla ön plana çıkan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bile o bir kelimeyi söyleyemiyor. Türkiye’de hayatı durduran, gemilere limana yanaştırmayan, uçakları pistte bırakan kararları veren Koca, TFF Başkanı Nihat Özdemir’le görüşmesinde ‘Siz bilirsiniz’ deyip topu futbol dünyasına bırakıyor.

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Levent Yamanel, “Bilim Kurulu olarak liglerin başlama kararına müdahil olmadık. Ligler açılsın veya açılmasın diye bir beyanatımız da olmadı. Öncelik sporcu sağlığında. Tedbirlerin iyi alınması lazım” diyor. Yani… Yani Bilim Kurulu da topa girmiyor, ne ‘başla’ diyor ne ‘dur’. Onlar da topu taca atıyor. Kimse sorumluluk almak istemiyor. AVM’leri, berberleri açma kararlarını verenler konu futbol olunca riski göze alıp görüş açıklayamıyorlar. Net görüş belirten tek sağlıkçı olarak Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Cevdet Erdöl’ü gördüm, “Futbol langırt değildir, sezon oynanmamalı” diyen.

Benim anladığım şu; futbol ve spor toplumun her kesimine direkt ulaşıyor, doğrudan etkiliyor. Burada ortaya çıkacak bir olumsuzluk bu kararı verenlerin üzerine gökdelenlerin yıkılması anlamına geliyor. Bu yüzden de topu sürekli taca atıyorlar. Koca’nın “Karakolda söyler mahkemede şaşar” misali TFF görüşmesinde ayrı, Bilim Kurulu’nda ayrı konuşması da biraz bundan.

Oysa bir karar alınmalı. UEFA kararı yerel federasyonlara ve hükümetlere bıraktı, aradan çekildi. Hollanda, Fransa ligleri sonlandırdı. Buna karşın İngiltere, Almanya, İspanya hatta İtalya dönüş hazırlığında. Bundesliga 16 Mayıs cumartesi günü, saat 16.30’daki Dortmund- Schalke derbisi ile başlayacak. Türkiye de kararını vermeliydi. Sağlık Bakanı, Bilim Kurulu ortaya karışık bir şeyler söyleyince iş başa düştü, TFF Başkanı Nihat Özdemir her türlü riske girerek o kararı ‘şimdilik’ kaydıyla verdi.  “Şartlar değişirse 12 Haziran’da başlama kararını gözden geçirebiliriz ama takvimimiz şimdilik bu” dedi. Olayın adını koydu çünkü buna mecburdu. Haftalardır evlerinde kalan futbolcuların kalan 8 maça hazırlanabilmesi için belli bir çalışma programı lazımdı. Özdemir, “12 Haziran” diyerek kulüplere ve futbolculara bir yol haritası sunmuş oldu. Futbol dünyası belirsizlikten sıyrıldı. “En kötü karar, kararsızlıktan iyidir” derler. Bu kararın hayır mı şer mi olduğunu ise bize zaman gösterecek. Sonuçları üzerinden değerlendireceğiz kararı, tıpkı futbolun kendisi gibi.

Nihat Özdemir’in durumu Mehmet Ali Aydınlar’ın şike sürecindeki durumundan da zor. Bir karar verdi ve sonuçlarına katlanacak. Ancak Özdemir, 18 kulübün 14’ünün talebi üzerine oy çokluğu ile bu kararı aldıklarını ima etti, üzerine aldığı vebali biraz da kulüplere dağıttı. Ancak sezonun kalanı için oluşan başka temel sorulara bir cevap getiremedi. Mesela bir futbolcuda Kovid-19 çıkarsa tüm takım 14 gün karantinaya girecek mi? Ya da yabancıların kaçak dövüşmesine, sık sık kırmızı kart görme ihtimaline çözüm bulabilecek mi? İsteksiz futbolcuların temassız futbolunda maçların hentbol sonuçları ile bitmesine çare üretebilecek mi?

Nihat Özdemir bir karar verdi, ateşten gömleği giydi. Bu kararın verilmesinde şüphesiz en önemli etken mali gerekçelerdi. Kulüplerin sıcak paraya ihtiyacı vardı ve yayıncı kuruluş beIN Sports’un ödemelere başlaması için topun dönmesi gerekiyordu.

KPMG Football Benchmark ekibinin araştırması Türk futbolunun açmasını ortaya koyuyor. Avrupa’daki dokuz büyük ligde en çok değer kaybını yüzde olarak Süper Lig yaşıyor. 687 milyon euroluk oyuncu değeri olan Süper Lig, öngörüldüğü gibi 12 Haziran‘da başlarsa değeri 536 milyon euroya (-21.9) gerileyecek. Eğer lig iptal edilirse değer 485 milyon euroya (-29.4) kadar düşecek. Süper Lig’in ardından en büyük değer kaybını eksi 28.7’yle İspanya La Liga yaşayacak. Kaldı ki bu verilere TL’nin dolar karşısındaki erimesi dahil değil.

Fakat şunu da söylemek lazım, topun dönmesi demek kulüplere can suyu olacak, kurtarıcı değil. Einstein’a mal edilen bir sözü vardır, “3. Dünya Savaşı’nda hangi silahların kullanılacağını bilmiyorum ama 4. Dünya Savaşı’nda taş ve sopalar olacağını biliyorum” diye. Süper Lig’in yeniden başlaması ile bu sezon tamamlanacaktır ama 2020-21 sezonu bambaşka bir lig olacaktır!

 

Önceki İçerikKayserispor, TFF’nin 12 Haziran kararına itiraz etti: Pandemi bitmeden, taraftar gelmeden oynamaya karşıyız
Sonraki İçerikOldSpice, Anadolu Efes’in “esanslı sponsoru” oldu!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz