ntvspor yazarı Hüseyin Özkök, doping hakkında çok çarpıcı bir yazıyı kaleme aldı. Özkök, “Futbolda doping, futbolcular pahalı ilaçları kullandığı için mi yakalanamıyor?” sorusuna cevap arıyor…

İŞTE ÖZKÖK’ÜN YAZISI:

Geçtiğimiz günlerde Almanya’da NTVSpor.net’in de duyurduğu Bundesliga’da 80’li yıllarda Stuttgart ve Freiburg kulüplerinde doping yapıldığına dair çıkan haberler sonrası oldukça meraklandım ve futbolda doping konusunu araştırmaya başladım. Bu konuda özellikle Almanya’da son günlerde yapılan tüm yayınları takip edip uzmanlarla gerçekleştirilen röportajları izledim, gazetelerden okudum.

Ve açık söyleyeyim futbol adına oldukça endişe verici şeyler öğrendim…

Almanya’daki bu doping skandalı 8 Üyeden oluşan Freiburg Üniversitesi Doping Geçmişi Araştırma Merkezi’nin ulaştığı bulgularla ortaya çıktı. Komisyon 7 yıl önce kuruldu ve bisiklet sporunda Telekom takımının yol açtığı doping skandalını araştırmaya başladı. Ancak daha sonra geçmişte şüphe duyulan tüm olaylar da mercek altına alınmaya başlandı.

Peki, hangi sporcu doping yapmamış olarak nitelenebilir. Bunun tanımı çok basit aslında.

Dünya Anti Doping Ajansı WADA’nın açıkladığı ilaç ve maddeleri vücudunda bulundurmayan sporcu dopingsiz sporcudur.

Ancak gelişen teknolojilerin dopingin şu andaki metotlarla ispat edilmeyecek şekilde yapılmasına olanak sağladığı da biliniyor.

Geçtiğimiz hafta sonu Almanya’nın en prestijli spor programı olan ZDF Televizyonu’nun Aktüel Spor Stüdyosu programının önemli bir bölümü futbolda dopinge ayrıldı. Program konuğu ise yukarıda bahsettiğim komisyonun üyelerinden Spor Tıbbı Doktoru Prof. Perikles Simon idi. Programı çok dikkatle takip ettim ve Prof. Simon’un yaptığı şu saptamaları not aldım.

-Hala ispatı mümkün olmayan doping metotları var. Mesela insülin güç verici bir madde ama kullanıldığının ispatlanması zor.

-Futbolda diğer sporlarda olduğu gibi antrenmanda kontrol yok.

-Futbolda yılda 30 bin test yapılıyor ama çok azı pozitif. Futbolda çok para olduğu için kanıtlanması zor pahalı ilaçlar kullanılıyor.

-Futbolda doping olmadığı konusu çok kuşkulu.

-Futbol kendi kontrolünü kendi yapıyor. Tarafsız bir kurum olan Dünya Anti Doping Ajansı WADA’nın denetimi yok.

-Futbolda dopingde sınır çizme problemi var. Futbol dünyasında sıfır tolerans lafı edilmiyor, biraz doping olabilir görüşü hakim. Genellikle 3 Maymun oyunu oynanıyor.

-Doping futbolda görmezden geliniyor, olaylar geçiştiriliyor. Özellikle de futbol oynamış eski sporcuların genel söylemi “futbolda doping işe yaramaz, futbol çok komplike bir spor” gibi kandırmacalar. Bu bağlamda futbolun içinden gelen kişilerin işi tabulaştırması en büyük problemlerden biri. Oysa futbolda doping oyuncunun gücünün ve konsantrasyonunun son dakikada dahi ilk dakikalardaki gibi sürmesini sağlıyor.

-Doping yapan futbolcular kaslar sağlıklı şekilde dinlenemediği için daha çabuk sakatlanabiliyorlar.

-Futbol, yüz milyonlar tarafından izlendiği ve çok para döndüğü için doping konusunda tartışmaların dışında tutulmaya çalışılıyor. Ayrıca korkudan kimse itiraf cesareti gösteremiyor.

TÜRKİYE’DE DURUM NASIL?
Türkiye Futbol Federasyonu’nun bünyesinde Prof. Ömer Taşer’in başkanlığında bir Dopingle Mücadele Kurulu bulunmakta. Türk futbolunda şike her zaman gündemde olmuştur. Ama diğer birçok spor dalında doping skandalları yaşanmasına karşın futbolda doping konusunda, herhangi ciddi bir tartışma ve araştırma ile bu işin üzerine gidildiğini düşünmüyorum. Yapılan şey prosedüre uygun bazı maçların ardından kura ile belirlenen oyunculara TFF tarafından yapılan kontrollerdir. TFF’nin internet sayfasında sezonlara göre yapılan doping kontrollerinin listeleri var. Örneğin 2013/14 sezonunda Süper Lig’den başlayarak 1. Lig, 2. Lig, 3. Lig, A2 Ligi, Kadınlar 1. Lig ve Türkiye Kupası maçları dahil olmak üzere toplam 300 maçta doping kontrolü yapılmış. Bütün bu liglerde toplamda kaç maç olduğunu varın siz hesap edin. Bu 300 maçta biri ceza verilen birinde de cezaya gerek görüşmeyen iki vaka yaşanmış. Cezaya gerek görülen ve sporcuya 1 ay ceza verilen vaka Kadınlar 1.Lig maçında gerçekleşmiş.

Ne demişti Prof. Simon?
“Futbolda diğer sporlarda olduğu gibi antrenmanda kontrol yok”.
“Futbolda yılda 30 bin test yapılıyor ama çok azı pozitif. Futbolda çok para olduğu için kanıtlanması zor pahalı ilaçlar kullanılıyor”.

Yani bu bağlamda en büyük paranın döndüğü Süper Lig’de kontrol çok az. Türkiye Kupası’nda ise yalnızca 2 maçta kontrol yapılmış. Antrenman kontrolü hiç yok. Kontrol yapılan maçların çok büyük bölümü 2. Ve 3. Lig maçları. Siz gidip futbolcuların karınlarını dahi doyurmakta zorlandığı alt liglerde doping kontrolü yapsanız ne olur yapmasanız ne olur. Burada Süper Lig’de her hafta tüm takımlara doping kontrolü yapılabilir. Alt liglere de yine kura ile maç belirleyerek gidersiniz.

Bunca doping skandalının yaşandığı bir ülkenin futbolunun doping konusunda temiz olunduğunun düşünülmesi bana göre kandırmacadır. Evet 2013 yılında FIFA Türk futbolunda doping olmadığına dair bir teşekkür mektubu vermiştir. Ama Prof. Simon’un da altını çizdiği gibi futbolcu kontrolleri WADA gibi bağımsız kurumlarca değil futbolun (Federasyonların) kendi belirlediği kişiler tarafından yapılmaktadır. Yine altını çizerek söylüyorum diğer sporlarda olduğu gibi asla antrenman baskınları yoktur.

90’lı yıllarda Juventus kulübünde ortaya çıkan doping vakaları, Marsilya’da eski bazı oyuncuların doping konusundaki itirafları, ünlü dopingci doktor İspanyol Eufemiano Fuentes’in futbolcu müşterilerinin olduğunu açıklaması, Almanya’da 80’li yıllarda ünlü Doktor Armin Klümper’in tartışılan metotları ve birçok futbolcuya ilaç verdiğinin ortaya çıkmasının yanında Toni Schumacher de futbolda güç arttırıcı ilaç kullanımının yaygın olduğunu açıklamıştı. Alman teknik direktör Peter Neururer ise 2007 yılında bazı oyuncuların burun spreyi ve öksürük şurubu vasıtası ile güç arttırmayı denediklerine şahit olduğunu itiraf etmişti. Bundeliga kulüplerinden birinin başkanı ise yine 90’lı yıllarda ligin yarısının doping yaptığını bu konuda bir kitap yazan eski Alman atlet Edwin Klien’a açıklamıştı.

Klein’ın şu sözleri ise çok çarpıcı: “Eğer futbolda doping yoksa o zaman dünyada dopingin olmadığı tek spor dalı futboldur”.

Bütün bunların ışığında Türkiye’deki futbolda doping konusu beni ciddi anlamda şüpheye düşürmeye başladı. Çünkü büyük bir başarı baskısının olduğu ve kazanmak için her şeyin mubah görüldüğü ülkemizin bu konuda temiz olması çok uzak bir ihtimal gibi duruyor.

Kısaca Türkiye’de doping de şikede olduğu gibi sahaya yansımayacak gibi gözüküyor.

 

http://www.ntvspor.net/yazar/huseyin-ozkok/1701/futbolda-gormezden-gelinen-tehlike-doping

Önceki İçerikTSYD Ankara yönetimsiz kaldı, Genel Merkez danışman olarak Ergun Ata’yı atadı
Sonraki İçerikDemba Ba’dan ilginç benzetme: Brugge 2.Lig takımı gibi…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz