Türkiye’de futbol üzerine üç kitabı olan ve şu an maç yazısı yazan tek kadın yazar, Sema Tuğçe Dikici. 10 yıldır spor sektöründe aynı zamanda Okan Üniversitesi’nde Spor Yöneticiliği Bölümü’nde öğretim görevlisi. Bugüne kadar yurtdışı ve yurtiçinde sayısını hesaplayamadığı birçok müsabakayı yerinde izledi ve bu işin taraftar olmadan yapılamayacağına kanaat getirdi. Bütün bu görüşlerini ve fazlasını kitapta toplayan güzel yazar öğrendik ki kitaplarından elde ettiği geliri de hayvan barınaklarına bağışlıyor…

Futbol hayatınıza ne zaman girdi?

Futbolsever bir ailede büyüdüm. Ailemde profesyonel anlamda futbol oynayan, yöneticilik ve altyapıda antrenörlük yapan çok var. Bu yüzden hiçbir zaman uzak olmadım futbola.

YAZMAK EKSTREM SPORLAR GİBİ

Kitap yazma serüveni nasıl başladı?

Siyaset ve sosyal bilimler alanında yüksek lisans yaparken master tezim de Türkiye’de taraftarlık anlayışı ve taraftar profilleri üzerineydi. Yayın evinden kitap için teklif gelmesiyle başladı her şey…

Teklif gelince ne hissettiniz, nasıl bir heyecandı ilk kitap ardından ikinci ve üçüncüsü…

Her şeyden önce çok heyecan vericiydi. İnsanların olumlu geri dönüşleri aslında beni ikinci ve üçüncü kitabı yazmaya teşvik etti. Daha çok araştırmak, daha çok şey yazma ihtiyacı hissettim. Yazmak, extreme sporlar gibi aslında. Bir kere yaptın mı bırakamıyorsun, devamı geliyor.

‘Kadınlar futboldan anlamaz’ gibi bir algı var. Bu sizi rahatsız ediyor mu?

Tabii ki karşılaşıyorum. Bir kadının futbol yazmasını küçümseyip okuduktan sonra takdir eden de çok oluyor. Alışkanlıklarımızı zor kıran bir milletiz (gülüyor).

FUTBOL BÜYÜK BİR GÜÇ

Bu kitapla neyi anlatmak istediniz?

Futbol kitleleri bir arada tutabilen büyük bir güç, tarihin her döneminde de böyle olmuş. Tıpkı din gibi, sorgulamadan binlerce insanı tek bir vücut yapabilen bir şey. Büyüsü de burada. Bu yüzden siyasetin hep yakın markajında olmuş. Anlatmak istediğim buydu.

Okuyucular kitabınızda ne bulacak?

Futbolun, taraftarlık kimliğinin, rekabetin çok konuşulmayan ya da bilinmeyen kısımlarına dikkat çekmeye çalıştım. Bunlar maalesef spor medyasının ilgisini çeken konular değil. Ama yeni neslin bilmesi gerekiyor. Futbol basit bir oyun olarak doğmadı bu topraklarda.

Adrenalini yüksek ama inanılmaz eğlenceli

Türk futbolunda neden kadın sporcu, yönetici ya da hakem sayısı bir elin beş parmağını geçmiyor?

Kız çocukları evcilik, erkekler futbol maçı yaparak büyüyor toplumumuzda. Futbolu seven bir kız çocuğu olduğunda ‘Erkek Fatma’ demiyor muyduk? Başarılı işlere imza atanlar var ama maalesef spor medyasının ilgisini çekmiyor. Futboldaki kadın istihdamı, bozuk Türkçesiyle, önündeki hazır kâğıdı bile okumakta zorlanan, sadece göze hitap eden spor spikerlerimizden ibaret değil. Örneğin Şampiyonlar Ligi müsabakasını yönetmiş Avrupa’nın ilk  kadın hakemi Lale Orta var.

Değerini biliyor muyuz?

Bence hayır. Ütopik belki ama futbolu kadınlar yönetip erkekler oynasa ne güzel olacak…

Kadınlar deplasman maçına gidemez mi?

Futbolun en keyif veren ritüellerinden biri deplasman tribününde maç izlemek. (Bence mini etekle gitmediğiniz sürece sıkıntı yok.) Adrenalini yüksek, stresli ama inanılmaz eğlenceli… (akşam)

Önceki İçerikErzurum’da kayak heyecanı: 2000 doğumlu Derin Kabaağaç da yarıştı…
Sonraki İçerikDünyanın gözü önünde skandal! Sergio Ramos’a sarı kartı gösteremedi…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz