Aleksander Ceferin… UEFA’nın, yani Avrupa Futbol Birliği’nin yeni patronu. 49 yaşındaki Sloven avukat, Platini döneminin ardından son yılların en çok tartışılan koltuğuna oturdu. Sadece kendi ülkesi ve UEFA’nın kendi iç yapısı içinde tanınan Sloven spor hukukçusunun koltuğa oturması Avrupa futbolunun son yıllarda yaşadığı en büyük değişimlerden biri oldu. Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Rusya ve İspanya’nın güçlü lobilerine rağmen herkesin ortak noktada buluştuğu bir isim Ceferin… Başını Türkiye, İtalya ve Rusya ile birlikte Balkan ülkelerinin çektiği bir oluşumun büyük destek verdiği ve seçilmesini sağladığı bir isim. Planları ve projeleri aslında çok basit: Şeffaf, lekesiz, tertemiz, güçlü, akıllarda soru işareti bırakmayan, güvenilir bir kurumu inşa etmek. Ceferin öyle ulaşılması kolay bir insan değil. Ama hemen belirtelim asla ve asla Platini snobluğunu taşımayan bir başkan. Kendini tamamen işine adamış. Bir boş anı bile yok. Bir UEFA memuru gibi çalışıyor. Üye ülkeden üye ülkeye koşturup duruyor.

TEK ŞARTI GEÇMİŞİ İRDELEMEMEK
O yüzden zaman bulup röportaj yapabilmek çok zor. Bugüne kadar sadece bir Alman gazetesine röportaj vermiş ve tabii ki bir de bize. Yani HABERTÜRK’e… Ama tek bir şartı vardı… O da geçmişle herhangi bir hesaplaşma içine girilecek sorular istemiyordu. Yani Platini döneminin çok tartışılan günlerine dönmek ve üzerine yorum yapmak şu anda Ceferin’e ters geliyor. Ana prensibi, kimseyle kavga etmemek. Sadece bizle değil hiç kimseyle bu konu hakkında konuşmuyor. Yani UEFA diyor ki; “Biz sadece geleceğe bakıyoruz.” Ve tabii ki bunun içinde ‘3 Temmuz’ da var. Elbette bu durum biraz canımızı sıktıysa da gelecek bizi daha çok ilgilendirdiği için bu isteğe “Evet” dedik.

İKİ SAAT İÇİN 6 AY UĞRAŞTIK
Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Belki isim vererek bir mesaj yok. Ancak Ceferin’in söylediklerinden tüm kulüplerimizin ve federasyonun gereken mesajları alması gerekir. Geleceğin planlarını net bir şekilde çizen Ceferin’in şöyle bir özelliği de var. Ben son zamanların hemen hemen bütün UEFA başkanları ile sohbet etmiş bir gazeteciyim. Ancak Ceferin kadar Türkiye’ye ilgi duyan bir başkan hiç görmedim. Ülkemizi büyük bir futbol potansiyeli olarak gören Ceferin’le geçmişi unutup yeni UEFA fırsatını geri tepmememiz gerekiyor. 6 aylık uğraşımıza değdi ve Başkan, UEFA’da neredeyse iki saatini HABERTÜRK’e ayırdı. Sadece yarım saat geç kaldığı için binbir özür dileyen Ceferin fotoğraf isteklerimizi de geri çevirmedi.

HER ŞEYDEN HABERDARLAR
‘Off the record’ bölümlerde yapılan sohbetler için şunu söyleyebilirim. Ceferin ve UEFA’nın, Türkiye’deki her durumdan noktasına virgülüne kadar haberi var. Kavgalı derbilerden, hakem hatalarından, seyirci ilgisizliğinden, yani her şeyden. Uzatmadan hemen soru-cevaplara geçelim…

42 ÜLKENİN DESTEĞİNİ ALDI
1967’de Slovenya’da doğdu. Ljubljana Üniversitesi’nin hukuk fakültesi bölümünden mezun oldu. Ailesinin hukuk firmasının başına geçti. 2011 ve 2015 yıllarında üst üste iki kez Slovenya Futbol Federasyonu Başkanı seçildi. Ülke futbolundaki ekonomik sıkıntıları gidermek için reformlar yaptı. Atina’daki UEFA başkanlığı seçiminde Platini’nin yerine koltuğa oturdu. Hollanda Federasyonu Başkanı Van Praag ile giriştiği yarışta UEFA İcra Kurulu Üyesi olmamasına rağmen 55 ülkeden 42’sinin desteğini alarak, 14 Eylül 2016 tarihinde 7. UEFA Başkanı seçildi. Evli ve üç çocuk babası…

ÖNCE SAYGI
❱ Sadece Finansal Fair-Play olarak değil, Fair-Play bazında bir projeniz var mı?
❱ Evet, birçok fair-play projemiz var. En belirgin olanı, RESPECT (Saygı) adıyla düzenlediğimiz kampanya. Bunun önemli etki yarattığını ve futbolcular, hakemler, idareciler ile taraftarlar arasında anlayış olgusunu ön plana çıkardığını düşünüyorum. Bu kampanyanın ayrıca ayrımcılıkla mücadeleye de katkı sağladığına inanıyorum.

İNFANTİNO’YLA İŞBİRLİĞİMİZ HARİKA
❱ Başkan İnfantino ve FIFA ile aranız nasıl?
❱ Gianni İnfantino ile ilişkilerim gayet iyi. Gianni, FIFA’da birçok zorlukla mücadele veriyor. Kurum içinde de ihtiyaç olan değişiklikleri hayata geçirmek adına çok çalışıyor ve iyi iş çıkarıyor. Bu anlamda ben de UEFA ve FIFA olarak uzun sürecek bu mükemmel işbirliğinin devam edeceğine inanıyorum.

FFP’YLE AVRUPA’DA ZARAR YÜZDE 80 AZALDI
❱ Mali kriter önlemlerinden istenen sonuçları aldınız mı?
❱ Finansal Fair-Play (FFP) hayata geçirildiğinden bu yana Avrupa genelinde zarar yüzde 80 azaldı. UEFA’nın düzenleyici rolü sadece piyasaya istikrar getirmekle kalmadı, kulüplerin kar-zarar dengesini hiçe saymasının da önüne geçti. FFP, sadece Avrupa kupalarına katılmayı hedefleyen kulüpler için değil, diğerlerinin de iyi idare edilebilmesi adına, hangi organizasyon içinde olurlarsa olsunlar, planlı ve programlı hareket edebilmeleri için örnek teşkil ediyor.

❱ FFP konusunda üye ülke federasyonlarına biçtiğiniz rol, verdiğiniz görevler nelerdir?
❱ Her üye ülke federasyonunun yönetim kurullarının, UEFA’nın belirlemiş olduğu kriterler doğrultusunda kulüplerin lisans ve Finansal Fair-Play konusundaki yaptırımları yerine getirip getirmediğini denetleme görevi ve zorunluluğu var. Bu düzenlemeler, kulüplerin kayıtlarını belli bir periyot içinde dengelemek zorunluluğunu getirmektedir. Bu konsept dahilinde kulüpler tekrar tekrar, gelir-gider dahilinde belirlenen bütçelerinin üzerinde harcama yapamazlar ve bunun yanında tüm transferler ve kulüp çalışanları için taahhüt ettiği ödemeleri zamanında yapmak zorundalar.

MANİFESTO; MÜKEMMEL DENGE, MÜKEMMEL SİSTEM
❱ Manifestonuz nedir?

❱ Manifestomun ana söylemi “Mükemmel dengeyi yaratmak” idi ve hala da öyle. İnanıyorum ki UEFA için gelişmeye devam etmenin en iyi yolu bizim birlikte çalışmamızdan, gücümüzü yerinde ve akıllı kullanmaktan ve her ülke federasyonunun rolüne ve pozisyonuna saygı göstererek paydaşlarımızın görüşlerini dikkate almaktan geçiyor. Eğer mükemmel dengeyi yakalayabilirsek bu UEFA’nın, dünyanın en iyi spor organizasyonu olacağı yönündeki arzumu da hayata geçirmeyi sağlayacak.

YOLSUZLUKLARLA MÜCADELE KONUSUNDA ROL MODELİZ
İhtiyacımız olan şey bu sporu; geliştirmek, desteklemek ve korumak yoluyla diğer tüm spor dallarının asla erişemediği bir düzeye getirmek. Katılım oranlarını yükseltmenin yanında futbolun yaygınlaşması için tarihin en iyi taban hareketini işlerliğe geçirmek istiyoruz. Ayrıca yolsuzluk ve şike ile mücadele konusunda da rol model olduğumuzu ifade etmeliyim.

 

32 BİN MAÇA YAKIN TAKİP
❱ Şike ve bahis şikesi için neler söyleyeceksiniz?
❱ Hep uyanık olmalıyız. UEFA’da kısa bir süre önce “Oyunu Koruma” adı altında bir birim oluşturduk. Bu birim, yolsuzluk ve şike ile daha etkili anlamda mücadele etmek adına oluşturuldu. Avrupa genelinde üye 55 ülkede yasa dışı bahis oluşumlarını saptamak için oluşturduğumuz denetleme ağıyla her yıl 32 binden fazla maçı gözlem altına aldık. Ancak bu işbirliğimizi üye ülkelerdeki adalet mekanizması ve polisle daha da geliştirmemiz şart. Çünkü bu anlamda devlet otoriteleri kadar güçlü değiliz. Bu bağlamda, sadece İnterpol ile birlikte çalışıyor olmamız da bu savaşı kazanmamız için yeterli olamaz.

❱ UEFA şike ve yasa dışı bahsi önlemek için nasıl bir sistem üzerinde çalışıyor?
❱ UEFA, Avrupa futbolunun bütünlüğünü korumak için kendi bünyesinde finanse ettiği ve yine kendisi tasarladığı birtakım girişimlerde bulundu. Muhtemelen bizim, uluslararası bir firma olan Sportradar ile olan işbirliğimizi soruyor olabilirsiniz. Bu firma ile Avrupa genelinde her yıl yaklaşık 32 bin maçı gözlem altına alarak analiz ediyoruz. Bu müsabakalar, Avrupa kupaları ile birlikte her ülke bünyesindeki en önemli 2 lig ile kupa maçlarını kapsamaktadır. Bu sistem 2009’un temmuz ayından bu yana tamamen kullanımdadır. BFDS de (Bahis dolandırıcılığı algılama sistemi) muhtemel yasa dışı bahis hareketlerini tüm bahis pazarında hem maç öncesinde hem de maç sırasında yaptığı gözlemlerle mercek altına almaktadır.

ÖNCE ŞEFFAFLIK, SONRA ŞİDDET ve IRKÇILIK
❱ En önemli problemleriniz nelerdir?

❱ Problemlerimiz değil ama yapmamız gereken önemli işler var. Örneğin, organizasyon olarak kendi içimizde daha şeffaf ve açık olmamız gerektiğini ve bunu da başarabilmek için tüzüklerimizde reformlar yapmamız gerektiğini düşünüyoruz. UEFA olarak sonrasında ise şiddet, şike, doping, ırkçılık ve ayrımcılık gibi sorunlara eğilmemiz gerekiyor.

TÜRK KULÜPLERİNİ RAHATLATAN AÇIKLAMA
STATÜ MUTLU EDECEK

❱ Şampiyonlar Ligi dünyanın en önemli organizasyonu. Geleceği için ne planlıyorsunuz? Başka organizasyon projesi var mı?
❱ 2018-21 yıllarında düzenlenecek UEFA kulüplerarası müsabakalarının (Şampiyonlar Ligi, UEFA Avrupa Ligi) yeni katılım listesi tüm paydaşlarımızı, kulüplerimizi ve liglerimizi mutlu edecek. Her ülke federasyonuna katılım şansı tanıyacak bu yeni formatla mümkün olan en üst düzeyde adalet ve eşitlik gözeteceğimizden kuşkum yok. Bu anlamda, UEFA Şampiyonlar Ligi’nin de hali hazırda dünyanın en iyi kulüp organizasyonu olduğu gerçeğinden yola çıkarak farklı bir organizasyona ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum.

NOT: Türkiye’nin en büyük korkularından birisi buydu. Ancak Ceferin bu açıklamasıyla Türkiye gibi orta standart ülkelerin Şampiyonlar Ligi’ndeki bugünkü haklarını aynen koruyacağını belirtti.

OYUNU AKSATMADAN VİDEO HAKEMLİĞİNE EVET
❱ Video hakemliğiyle ilgili düşünceleriniz neler?
❱ Hali hazırda mevcut kulüp organizasyonlarımızda gol çizgisi teknolojisinin (GLT) kullanımına ilişkin görüşmeler yapıyoruz. Video-hakemlik konusunda bazı denemeler yapıldı. Futbolun akışını aksatmadan sistemi uygulayıp uygulayamayacağımızı göreceğiz.

NOT: Bu konuda tüm yetki FIFA’da. Çalışmalar sürüyor. UEFA da buna göre karar verecek.

DÜNYA KUPASI’NDA ÜLKE AYRIMI YAPMAYACAĞIZ
❱ Thomas Müller, Dünya Kupası elemelerinde güçlü takımların zayıf takımlarla eşleşmesinin kendilerini gereksiz şekilde yorduğunu ve buna önlem alınmasını isteyip ayrı eleme talep etti. Siz ne düşünüyorsunuz?
❱ Zayıf olarak nitelenen ülkelerin ayrı bir eleme turuna tabi tutulması görüşüne katılmıyorum. Bence her takım her organizasyona katılma hakkına sahip olmalı. Kıtamızda daha önce yaşanmış örnekler göz önüne alındığında birçok küçük ülkenin hem eleme hem de turnuva performanslarıyla çok iyi iş çıkardığını gördük. Bu gösteriyor ki şans verilince futbolda her şey mümkün. O yüzden herkes aynı şansı alacak. Böyle bir ayrım yapmayacağız.

UEFA ÜLKELER LİGİ GELİYOR
Ayrıca ülke federasyonlarımızı ve milli takımlarımızı korumak çok önemli. UEFA Ülkeler Ligi’ni oluşturarak ve Avrupa Şampiyonası’na katılan ülke sayısını da 24’e çıkararak bu anlamda pozitif kararlar alan UEFA’nın gelecekte daha da ileriye gideceğine inanıyorum.

NOT: UEFA Ülkeler Ligi, Dünya Kupası ile Avrupa Şampiyonası arasında bir yıl boyunca milli takımların oynayacağı hazırlık maçlarını kapsayacak.

ŞARTIMIZ 48 ÜLKEDEN ASGARİ 16’SININ AVRUPA’DAN OLMASI
❱ FIFA’nın yeni Dünya Kupası formatına ne diyorsunuz?

❱ Tüm diğer konfederasyonlar ağırlıklı olarak FIFA Dünya Kupası’nda takım sayısının 2026 yılından itibaren 48 takıma çıkarılmasına taraftarlardı. UEFA da kupanın yeni formatını desteklemeyi kabul etti. Turnuvanın süresinin uzamayacak olması, kulüplerine karşı olan sorumlulukları anlamında oyuncuların üzerine yük bindirmemesi açısından bizi tatmin ediyor. Mart ayındaki toplantıda Avrupa’dan katılacak takım sayısını görüşeceğiz. En az 16 takım olmasını ve 16 grubun her birinde Avrupa’dan 1 ülkenin temsil edilmesini talep edeceğiz. Bu bizim kafamızdaki en kötü senaryo olacak. (Daha azını kabul etmeyiz anlamında…)

NOT: UEFA 16 takımdan taviz vermeyecek. Bunun daha fazlası da olabilir. Ancak 16, üzerinde oynanmayacak bir sayı.

Önceki İçerikAsena Atalay: Caner, Çınar’ı boşandıktan sonra hiç almadı!
Sonraki İçerikNezih Alkış, Türk futbolunun ilk sansasyonel transferi Şenol Birol’u yazdı: İşittim, Şenol rahatsızmış…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz